Bak, kamyonumun altında ne buldum? | Open Subtitles | أنظر ما وجدته أسفل شاحنتي. و الذي أنا أسف عليه مقدماً. |
Geçide doğru bir koşup bakayım dedim ve bak ne buldum. | Open Subtitles | قرّرت أن أعود إلى المدخل أنظري إلى ما وجدته |
Annenin cinayeti ile ilgilenmemi istemedin tamam da ne bulduğuma bak! | Open Subtitles | حسناً، طلبتِ منّي ألاّ أحقق بقضيّة مقتل أمّكِ. ولكن أنظري إلى ما وجدته. |
Ne bulduğumu tahmin edemezsin. Tanımlanamayan bir organik fosfatın izlerini. | Open Subtitles | ولن تحزري ما وجدته أبداً آثار مجهولة من الفوسفات العضوي |
Soruşturmanın başındaki ben değildim; Onlara bulduğum şeyi gösterdim. | Open Subtitles | لم أكن المسئول عن التحقيق، لقد عرضت عليهم ما وجدته. |
ne buldum ki, sadece dışarda bizim gibi dolaşan daha fazla insan, ona ondan fazla benzeyen bir çok insan. | Open Subtitles | ما وجدته الكثير من الناس بالخارج يشبهوننا كما نشبههم |
Alo. Lobiden uzaklığını kontrol ettim ve bil bakalım ne buldum. | Open Subtitles | لقد تفقدت شريط المراقبة لبهو الفندق وخمن ما وجدته |
Kız arkadaşının çarşaflarında ne buldum bil bakalım her zamanki şeylerin dışında yani. | Open Subtitles | خمن ما وجدته على ملاءات سرير صديقتك بالإضافة للمعتاد ؟ |
Hey, bak Ekskalibur'daki poşetin içinde ne buldum. | Open Subtitles | مهلا، ننظر إلى ما وجدته في تلك الحقيبة من بريئة. |
Ama ondan da önemlisi bak bakalım barda ne buldum? | Open Subtitles | ولكن الأهم، انظري إلى ما وجدته في الحانة |
Işıkları yakınca ne bulduğuma bak. | Open Subtitles | فتحت زر الضوء و انظر إلى ما وجدته |
Bakın günlük teftişimde ne bulduğuma. | Open Subtitles | إنظروا ما وجدته أثناء جولتي التفقدية |
İnsanları birbirlerine düşman eden oyunlara bayılıyorum. Jerry'nin Facebook'unda ne bulduğuma inanamayacaksınız. | Open Subtitles | يا رفاق، لا يمكنكم تصديق ما وجدته للتو على صفحة (جيري) في "الفيسبوك" |
Ve sizlere dünyanın 4 farklı kıtasında Ne bulduğumu... ...ne olup bittiğini söyleyeceklerim... çok üzücü bir şekilde tanıdık. | TED | ويجب أن أخبركم، ما وجدته في هذا العالم في أربع قارات مختلفة، كان مألوفا بطريقة تبعث على الإحباط. |
Ne bulduğumu tahmin et arka tarafında sağ başparmak izi vardı. | Open Subtitles | وخمن ما وجدته بصمة إبهام حديثة خلف المرآة |
Tamam o zaman, sanırım Ne bulduğumu söylemek için bekleyeceğim. | Open Subtitles | حسناً, اذا, أعتقد أنني سانتظر لأخبرك ما وجدته 41 00: 01: 26,514 |
bulduğum şeyi tahmin bile edemezsin. | Open Subtitles | لن تخمّن ما وجدته |
o sınıfta bulunduğunuz için mutlu olurdunuz, ben de böyle hissediyordum. Ama orada bulduğum şey, bazıları şu an bunu yaşıyor, | TED | سوف تكون سعيدا لمجرد وجودك في ذلك الفصل,وهو ما شعرت به. لكن ما وجدته هناك أنه بينما يعض الناس يعيشون ذلك |
Aramayı son üç yıl içindekilerle sınırladım ve bunu buldum. | Open Subtitles | بتضييق البحث لآخر ثلاث سنوات وهذا ما وجدته |
Eğer Bulduğun şey bekçinin hoşuna giderse günün geri kalanında izinli olursun. | Open Subtitles | وإذا أعجب المأمور ما وجدته تأخذ بقية اليوم راحة |
Sanırım bekçi ne bulduğunu görmek ister. | Open Subtitles | أظن أن المأمور سيود أن يرى ما وجدته |
Buna yukarıda bulduğumu da eklersek ne diyeceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أضيفي الى ذلك ما وجدته بالأعلى لا أعلم ماذا أقول |
New York'ta bulduğum şeyden memnunum. | Open Subtitles | انظر، أنا أحب ما وجدته هنا في نيويورك |
İşte bulduklarım. Baldırdaki kan kurbanınkinden farklı İkisi de inceleniyor. | Open Subtitles | حسناً, هذا ما وجدته لك الدماء الموجودة على الجلد تختلف |