| Şimdi bir düşündüm de, iyi niyet pastası diye bir şey yoktu. | Open Subtitles | لقد ادركت للتّو بأنّه ليس هناك ما يدعى بـ كعك مثير للعطف |
| Ama içine doğru genişleyecek uzay diye bir şey yoksa genişlemek ne anlama gelir? | TED | ولكن إذا لم يكن هناك ما يدعى بالمكان حتى تغطيه هذه الأجسام ما الذي تعنيه كلمة توسع في هذه الحالة؟ |
| buna "şişme kozmolojisi" deniyor, ve bu, uzayın dışarı doğru büyümesini doğal olarak sağlayacak bir çeşit yakıt betimliyor. | TED | وهو ما يدعى التمدد الكوني التي تحدد نوعاً معيناً من الوقود التي بالطبع ولَد التسارع الخارجي للفضاء |
| Bu sinyallere sinirsel (nöral) etkinlik denir. | TED | تلك الإشارات هي ما يدعى بالنشاط العصبي. |
| Mary Gordon adında bir kadın var, Roots of Emphaty diye bir organizasyonu yönetiyor. | TED | هناك امرأة تدعى ماري غوردن والتي تدير مكاناً ما يدعى: جذور التعاطف. |
| Bu bilgisayarın çalışmasını sağlayan şey stereographic projeksiyon denilen bir şey. | TED | والفكرة الرئيسية عن هذا الكمبيوتر وعمله هو ما يدعى الإسقاط المجسمي |
| O yılın başlarında, Almanya Hamburg'da, simultane satranç denen bir oyunda dünyanın en iyi 32 satranç makinesiyle aynı anda oynadım. | TED | في مطلع تلك السنة، لعبت ما يدعى بالاستعراض الفوري ضد 32 من أفضل الآلات اللاعبة للشطرنج في العالم. بمدينة هامبورغ، ألمانيا. |
| Üzgünüm çocuklar. Uçan bisiklet diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | آسفة، يا صغار لا يوجد ما يدعى بالدراجات الطائرة، |
| Gerçek şu ki asla doğru adam diye bir şey yok. | Open Subtitles | ما اقصده هو انه لا يوجد ما يدعى السيد "الجيد " |
| buna mutlak kulak deniyor ve bazı insanlar piyanonun ortasındaki birkaç beyaz tuşa ilişkin bir mutlak kulağa sahiptirler. | TED | وهذا ما يدعى بالأذن المُرْهَفَة، بعض الأشخاص لديهم أذن مرهفة لبعض النغمات البيضاء التي تقع بمنتصف مفاتيح البيانو. |
| Yasalar gereği vermek zorunda. buna hakkın var. buna ifşa deniyor, seni geri zekalı. | Open Subtitles | إنه مضطر بموجب القانون هذا ما يدعى بالكشف أيها الأبله |
| buna sadakat denir Aptallık denir | Open Subtitles | لأننا تخدمه ، كلنا نخدمه هذه ما يدعى الولاء |
| buna dikkat çekmek denir, sesimi duyup güç toplayabilesin diye. | Open Subtitles | وهذا ما يدعى بالاهتمام وبذلك تستمعي لصوتي وتكتسبي القوة |
| N tane yığına N kere bakmaktansa N yığına sadece 3 kez bakacak, buna doğrusal zaman denir. | TED | بدل التدقيق بعدد 'ن' من الرزم بما يعادلها بالوقت، سيدقق ذات العدد لـ 3 مراتٍ فقط... وهذا ما يدعى بالوقت الخطي. |
| Bulmacaları, kalemindeki küçük canavarları ve Mark Ruffalo adında bir adamı seviyorsun. | Open Subtitles | .. أنتِ تحبين الالغاز وحش صغير على قلمكِ الرصاص وشخص ما يدعى مارك رفلو |
| Kum Saati adında bir dosya. | Open Subtitles | غير مصرح به حول شيئا ما يدعى "الساعة الرملية". |
| İnsanlarla Iratus böceği denilen bir türün genetik kırması. | Open Subtitles | هَجين وراثي مُختلط بين البشر و شيئا ما يدعى حشرة إيراتوس |
| Düz çizgi onarımı denilen bir işlem uygulayacağım. | Open Subtitles | حسنا, سأقوم بعمل ما يدعى إصلاح الخط المستقيم. |
| "Yüzyılın Fırtınası" denen şey New England'da artık tarih oldu. | Open Subtitles | ما يدعى بعاصفة القرن تؤرخ في نيو انجلند الان انهم يحفرون في كل مكان |