| Ayrıca o benim karım, Yani o, ben ne istersem onu ister! | Open Subtitles | انها زوجتي كذلك وهو ما يعني أنها تريد أن تفعل ما أريد |
| 6 yıldır onun için çalışıyor, ...Yani patronunun güvenini kazanmış. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنها لديها حق الوصول إلى قبو. بالضبط. |
| Kendisi bir paleobiyolog Yani fosil yaşam bilimci ya da eski ölü şeyleri kazıp çıkarmada uzmanlaşmış biri diyebiliriz. | TED | فهي عالمة في الحفريات القديمة، ما يعني أنها مختصة في نبش الكائنات الميتة القديمة جدا. |
| Bu özellikler elenirler Yani gitgide toplumdan kaybolurlar. | TED | هذه السمات غالبًا ما يتم استبعادها من الانتقاء، ما يعني أنها تختفي بشكلٍ تدريجي من التجمع الأحيائي. |
| Medya sistemlerinin kuruluşlar olduğunu düşünüyordum, Yani size yardım etmeliydiler. | TED | كنت أعتقد أنّ نُظم وسائل الإعلام هذه كانت مُنظّمات، وهو ما يعني أنها ينبغي أن تقدّم المساعدة. |
| Yani ölmekte olduğunu anlayacak kadar hayatta kalmış. | Open Subtitles | ما يعني أنها كانت على قيد الحياة بصورة كافية لتعرف أنها كانت تموت |
| Bu demek ki, araçta GPS var Yani yerini bulabilirim. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنها مجهزة بنظام تحديد المواقع ، وهو ما يعني أنه يمكنني تحديد موقعه. |
| Yani siz gerzekler ona yanaşamayacaksınız. | Open Subtitles | ما يعني أنها ستكون محرمة عليكم ولن يلمسها أحد منكم |
| Parayı 13:58'de çekmiş, Yani bankaya, buraya gelmeden iki saat önce gitmiş. | Open Subtitles | توقيت الوصل في الـ1: 58 مساءً, ما يعني أنها ذهبت للبنك قبل حضورها لاجتماع لم الشمل بساعتين. |
| Yani bunu da göremeyecekler. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنها أيضا لا يمكن أن نرى هذا. |
| Yani, ona da bulaşmış olabilir ondan da bana bulaşmış olabilir. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنها قد يكون ذلك، وهو ما يعني أنني قد يكون عليه. |
| Burada avukatlık yaptın Yani yakalandıktan sonra bir suç işlemiş oldun. | Open Subtitles | وأنت تمارس المحاماة هنا ما يعني أنها جريمة حدثت بعد أن كُشفت تفاهة |
| Hibir ortak noktaları olmasa da iki gemi sayısal olarak, Yani bir tane ve farksız, tıpatıp aynıdır, böylece A, B'ye eşittir. | TED | وبالرغم من عدم وجود أي قطع مشتركة فلا توجد إلا سفينة واحدة وهو ما يعني أنها ذات السفينة وبالتالي (أ) تساوي (ب). |
| - Yani suya kuzeyden girmiş. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنها دخلت الشمال الماء. |
| Yani masum bir adamı idam ediyor olabilirler. | Open Subtitles | وهو ما يعني... أنها يمكن أن تكون المنفذة رجل بريء. |
| Yani bu da yatağımın altına doğru yuvarlanması ve sonsuza dek orada kaybolması demek. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنها يمكن أن لفة تحت سريري وتضيع إلى الأبد. - هل التصويت ناي؟ |
| Dr. Brennan, istismarın 3 yaşında başladığını belirledi Yani o zamana kadar güvendeymiş. | Open Subtitles | (برينان) حددت أن الضرب بدأ منذ عمر الثالثة ما يعني أنها كانت بأمان حتى ذلك العمر |
| Jeremy sahnenin "gerçekçi" Yani "sıkıcı" olmasını istiyor. | Open Subtitles | يود (جيرمي) أحداث حركة "واقعية" ما يعني أنها "مملة" |
| Yani burada da hayata geri dönme vakitleri gelmiş. | Open Subtitles | ما يعني أنها ستصبح شائعة هنا |
| - Yani başladığında o kadar zeki değildi. | Open Subtitles | - وهو ما يعني أنها ليست ذكية لتبدأ. |