| Önemli olan, ikimizde de diğerinin istediği şey var. | Open Subtitles | ـ الأسماء ليست مُهمة الآن ما يهم هو أن كلانا يملك ما يُريده الطرف الآخر |
| Bu insanların istediği şey... Erişim. | Open Subtitles | هذا ما يُريده الناس ، إمكانية التجسس |
| - Çünkü istediği şey bizde. | Open Subtitles | لإننا نملك شيئاً ما يُريده |
| Belki de o gerçekten ne istediğini anlayana kadar kendimi geri çekmeliyim. | Open Subtitles | لعّل عليّ أن أتراجع حتى يُدركَ ما يُريده حقاً |
| ne istediğini sormak sana kalıyor. | Open Subtitles | حسناً القرار يعود لكِ فى إخباره ما يُريده |
| Hayır. onun istediği de bu. | Open Subtitles | . لا. هذا ما يُريده هل لا يمكنك ان ترى هذا ؟ |
| Bu birliğin ondan istediği şey. | Open Subtitles | هذا ما يُريده (التحالُفُ) منها |
| Bu, tam da Loki'nin istediği şey. | Open Subtitles | هذا ما يُريده (لوكي) بالضبط. |
| Bu tam da Loki'nin istediği şey. | Open Subtitles | هذا ما يُريده (لوكي) بالضبط. |
| Başkomutan MacArthur'un ne istediğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | القائد الأعلى... هل تعرف ما يُريده ماك آرثر؟ |
| Sevgilimin ne istediğini iyi bilirim. | Open Subtitles | أعرف ما يُريده رجلي. |
| Tanrı'nın makul oranda istediği kadarını yapmadın mı zaten? | Open Subtitles | ألم تفعل كل ما يُريده الله منا فى حدود العقل |
| O, istediği her şeye sahip zengin bir sporcu. | Open Subtitles | لمجرد أنه ثري، و بِطابع رياضي الذي يحصل دائماً على ما يُريده. |