| Ama işin gerçeği şu, Kurt, patron benim ve 6 ay geciktik. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي، الزعيمة هنا هي أنا و نحن متأخرون بـ6 أشهر |
| Biraz geciktik, efendim. Lütfen, acele edebilir misiniz, efendim? | Open Subtitles | نحن متأخرون قليلاً سيدي, هل بإمكانك أن تسرع قليلاً يا سيدي ؟ |
| Uygun bir şeyler bul ve kaldır kıçını! geç kaldık. | Open Subtitles | جد شيئا يلائمك في الخزانة و حرك مؤخرتك نحن متأخرون |
| Baxter, Hawley, geciktiniz, bu çok kötü bir başlangıç. | Open Subtitles | باكستر و هولي! أين كنتم بحق الجحيم؟ أنتم متأخرون ولا يعجبني هذا , إنها بداية سيئة |
| Zaten bir hafta gerideyiz, iki adamımız eksik, bir de küçük bir kıza bakıcılık yapmamızı mı istiyorsun? | Open Subtitles | نحن متأخرون بأسبوع واثنين من الرجال ذهبوا وتريد منا أن نستعين بفتاة صغيرة جليسة أطفال؟ |
| - Onu daha sonra ararım. geç kalıyoruz. - Ne için geç kalıyoruz? | Open Subtitles | سوف أتصل بها لاحقاً نحن متأخرون متأخرون على ماذا ؟ |
| - geç kaldınız. - Ekstra bir saat daha verdiğimizi düşünmüştük. | Open Subtitles | أنتم متأخرون لقد اعتقدنا أن نمنحهم ساعة إضافية سيدي |
| Hal: Tatlım. geciktik. | Open Subtitles | عزيزتي، نحن متأخرون من الأفضل أن نسير على الطريق |
| Zaten geciktik, kaptan. | Open Subtitles | نحن متأخرون بالفعل، لذا دعونا نتحرك، ونتحرك بسرعة |
| Zaten geciktik, arabayı parkettiğin yer burası mı? | Open Subtitles | . نحن بالفعل متأخرون ، وكيف سنركن السيارة ؟ |
| geç kaldık ve annemle, babam beni bekliyorlar ve biz burada takıldık kaldık. | Open Subtitles | نحن متأخرون وأبويّ ينتظرانني ونحن عالقون هنا |
| - Gitmeliyiz. geç kaldık. - Otobüsü kaçıracağız. | Open Subtitles | علينا أن نذهب نحن متأخرون سوف نتأخر على الباص |
| Sözünü ettiğin yel kendimizden geçirdi bizi, İyice geç kaldık yemeğe! | Open Subtitles | هذه الريح التى تتحدث عنها ستشغلنا لقد أعد العشاء وسنصل نحن متأخرون |
| - geciktiniz beyler. | Open Subtitles | وهذا شريكي توم هاولي- أنتم متأخرون وهذه بداية سيئة- |
| Pek iyi değil. Şimdiden on dakika gerideyiz. Haydi kımıldayın. | Open Subtitles | ليس جيداً نحن متأخرون عشر دقائق بالفعل، تحركوا |
| Yeni dekan için bir sunum yapılacak. geç kalıyoruz. | Open Subtitles | إنه حفل ترحيب للعميد الجديد نحن متأخرون بالفعل |
| Hadi geç kaldınız. Buradan kaybolmamız gerek. | Open Subtitles | هيا , أنتم متأخرون نحن بحاجة للخروج من هنا |
| Biz geride kaldık. Ne yapacağız şimdi? | Open Subtitles | روبي حصل على فتاة أفضل يا راي نحن متأخرون ، ماذا ستفعل؟ |
| Ve biz çok yorulduk ve artık neredeyse Çok geç. | TED | ونحن منهكون، وتقريباً متأخرون جداً لمد يد المساعدة. |
| Bitime 25 saniye kala Kuzgunlar, iki sayı gerideler. | Open Subtitles | باقي أقل من 25 ثانيه علي النهايه , الرافينز متأخرون بفارق نقطتين |
| Biraz geç kaldılar. | Open Subtitles | إنهم متأخرون قليلا |
| Bu da şu demek ki hepimiz bununla karşı karşıyayız ve hepimiz o eğrinin çok gerisindeyiz. | TED | تقول هذه الجائحة أننا جميعًا معًا في هذه المحنة، وأننا جميعًا متأخرون. |
| Açıkçası iki saat kadar geriden geliyoruz o yüzden şunu doldurup adayların geriye kalanı ile birlikte oturun? | Open Subtitles | أجل ، نحن متأخرون بالعمل حوالي الساعتيّن لذا فقط املأي هذه وخذي لك مقعداً مع باقي الآخرين |
| Bunlar Amerikalı, hep geç kalırlar. | Open Subtitles | هكذا الأمريكيون , دائما متأخرون |
| Yani rapor vermediler, şimdi altı saat geciktiler. | Open Subtitles | المقصود هو,أنهم تغيبوا عن موعد الوصول و هم الآن متأخرون بحوالي ستّ ساعاتَ |