| Önemli olan şey şu, bundan Emin olmanı istiyorum. | Open Subtitles | الشيء المهم أني أريدك أن تكوني متأكدة منه |
| Artık neden Emin olduğumu bilmiyorum. | Open Subtitles | إنني لا أعرف مالذي يجب أن أكون متأكدة منه بعد الآن |
| Emin olmadığım tek şey doğru iz üzerinde olup olmadığımız. Hayır! | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى لست متأكدة منه هو أن نكون على الطريق الصحيح |
| Hayır, artık çok az şeyden Emin olabiliyorum. | Open Subtitles | لا , لم يبق الكثير لأكون متأكدة منه هذه الأيام |
| Emin oldugum tek sey onun Emin olmadigidir. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي لست متأكدة منه غير أن أنها غير متيقنة |
| Benim Emin olduğum tek şey tüm kalbimle seni seviyor olmam. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أنا متأكدة منه تمامًا، هو أنّي أحبك من كل قلبي |
| Fakat Emin olduğum şey masumiyetimdi. | TED | والشيء الذي كنت متأكدة منه هو براءتي. |
| Aslına bakarsan, konu da o. Tam olarak Emin değilim. | Open Subtitles | حسناً، هذا هو الأمر الذي لست متأكدة منه |
| Emin olduğum tek şey bu. | Open Subtitles | هذا كل ما أنا متأكدة منه حتى الآن |
| Emin olmadığım kısım da bu. | Open Subtitles | هذا الجزء لست متأكدة منه |
| - Ondan da pek Emin değilim. | Open Subtitles | لست متأكدة منه أيضاً |