| Tabii hepimizi alıp eyalet panayırındaki mısır labirentine götürdüğü zaman hariç. | Open Subtitles | سوى عندما أخذنا إلى متاهة الذرة في معرض الولاية. |
| İğneleme. Ne kadar da beklenmedik bir cevap. - Bence benimle birlikte mısır labirentine gelmelisin. | Open Subtitles | يا للسخرية، فياله من ردّ غير متوقَّع، أظنّك يجب أن تخوض متاهة الذرة معي. |
| Midwest sonbaharında hiçbir şey mısır labirentine benzemez. | Open Subtitles | لا شي يضاهي متاهة الذرة في الغرب |
| mısır labirenti kazasında yaralandığını hatırlamıyor. | Open Subtitles | -لكن إليك الجزء الجنونيّ . إنّها لا تذكر تعرّضها للأذى في حادث متاهة الذرة. |
| Burada mısır labirenti görmüyorum. | Open Subtitles | لاأرى متاهة الذرة هنا |
| Tek önemsediğim mısır labirenti. Olmaz. | Open Subtitles | لايهمني سوى متاهة الذرة |
| Andy ve April, siz de mısır labirentine bakın. | Open Subtitles | (اندي) (ابريل) تفقّدوا متاهة الذرة |
| Ve burada ise Indiana'nın en büyük mısır labirenti. | Open Subtitles | وهنا متاهة الذرة الكبيرة |
| Bir mısır labirenti. | Open Subtitles | -أبي ، انظر، متاهة الذرة |