evlatlık bir bebekle ilk günümüz ve o işe geri dönmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | , هذا أول يوم لنا مع ابنة متبناة و هو عليه العودة للعمل |
Kendisi de evlatlık olduğundan Eva Kane'in kızı olmadığını kanıtlaması çok zor olurdu. | Open Subtitles | ولانها كانت متبناة ,فستجد صعوبة فى اثبات انها لم تكن ابنة ايفا كين |
Kazadan sonra hastanedeyken, seni evlatlık olarak vermem için çok uğraştılar. | Open Subtitles | وبعد الحادث، عندما كنت في المستشفى حاولوا جعلي أدعك تكوني متبناة لكني رفضت |
Hala kardeşiz, evlatlık alınmış olsan bile. | Open Subtitles | لا نزال إخوة حسناً ؟ على الرغم من أنكِ متبناة |
Eve gidip, O'nlara 'evlatlık alındığımı' bildiğimi söyleceğim. | Open Subtitles | حسناً, سوف اذهب الي البيت, وسوف أخبرهم بهذا بانني أعرف انني متبناة |
Artık evlatlık alınmamdan değil kaçırılmış olmamdan endişe ediyorum. | Open Subtitles | الأن لست قلقة من أنني متبناة انني خأفة من أن اكون مختطفة |
Sonra, evlatlık olduğunu söyleyen Bayan Summerhayes'e o gece ne dediğiniz geldi aklıma. | Open Subtitles | ثم تذكرت ما قلته ل مورين سمرهيز عندما اقرت بانها متبناة فى تلك الليلة |
Bu kız kesinlikle evlatlık olmalı ve bu parti daha nasıl kötü olabilir ki? | Open Subtitles | :خطر في بالي إعتقادان لابد و أنها متبناة بشكل قاطع و هل ممكن أن تزداد هذه الحفلة سوءا؟ |
İnsanlar size onun evlatlık mı olduğunu sorduğu zaman bile mi? | Open Subtitles | و عندما سألك الناس عما اذا كانت متبناة ؟ |
Evet, evlatlık alınmışım. | Open Subtitles | لذا فانا اساسا متبناة 525 01: 00: 41,599 |
evlatlık olduğumu hep biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف دائماً أنني متبناة عندما كنت صغيرة و كنت أشعر دائماً بالوحدة |
Anneme mesaj atıp evlatlık olup olmadığımı sordum. | Open Subtitles | حسنًا, لقد أرسلت رسالة لأمي سألتها إن كنت حقًا متبناة |
evlatlık olduğumu söylemek için tam vakti gibi. | Open Subtitles | هذا يبدو وقتًا مناسبًا لأخبرك أنني متبناة. |
Babaanne, evlatlık olduğumu düşünürdüm hep. | Open Subtitles | أتعلمين ياجدتي، كنت أعتقد أني متبناة |
Tanrım, Ellen, sen evlatlık değilsin. | Open Subtitles | يا الهي الين ، انتِ لستِ متبناة |
Çünkü kız kardeşim Jill, evlatlık değildi. | Open Subtitles | - لقد كان غريبا لان اختي الصغيرة لم تكن متبناة |
Çünkü kendisi de evlatlıktı ve... | Open Subtitles | حسنا، كانت متبناة بنفسها ...وكما تعرفين |
Ben de evlatlığım, hayır bunu konuşmayacağız ama evet bu konuda kişisel duygularım var ve bu fikir Wes'in zırvası olmasa duygularımı ayrı tutmayı düşünebilirim. | Open Subtitles | أنا متبناة ، ولا ، نحن لا نتكلم عن هذا لكن نعم يعني أنه لدي مشاعر شخصية إتجاه هذه المشكلة والتي كنت ساضعها جانبا |
Çünkü sen evlatlıktın. | Open Subtitles | لأنكِ كنتِ متبناة |
Sen evlatlıksın! | Open Subtitles | لقد كنتِ متبناة |
Belki de evlat edinilmiştir. Bu durumda hikâyesi yanlış olur. | Open Subtitles | ربما هي متبناة و معنا التاريخ الطبي الخاطئ |