| Yeni istikamet: 275 derece batı. Denize doğru gidiyor efendim. | Open Subtitles | الوجهة الجديدة 275 درجة غرباً إنه متجه إلى البحر، سيدي |
| Paniklemiyor. Orada bir şey var ve ona doğru gidiyor. | Open Subtitles | إنه ليس مفزوعاً، هناك مكان ما هناك وهو متجه إليه |
| - Gecekondular tarafına. - Ben de o tarafa gidiyorum. | Open Subtitles | إلى القرية العشوائية - أنا متجه بذلك الاتجاه، اصعد - |
| Evet, birkaç gün önce şu yöne doğru giden bir gurupta görüldü. | Open Subtitles | أجل، لقد تم رأيته مع مجموعة منذ يومين متجه إلى هذا الاتجاه |
| Senin tarafına geliyor. Üç dakika sonra orada olacak. | Open Subtitles | إنه متجه نحوك سوف يصل في خلال ثلاث دقائق |
| Ve şimdi batıya, durumların daha iyi olduğu yere gidiyorsun. | Open Subtitles | وأنت الآن متجه للغرب، حيث تكون الأمور أفضل حالا |
| Sen yirmi yıldır nereye gittiğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لَمْ تُعْرَفْ أين أنت متجه ل20 سنةِ. |
| Havaalanına gidiyordum da uğrayıp tekrar ertelemek istedim. | Open Subtitles | متجه للمطار , فقط أردت المرور وأطلب منكِ مهلة |
| Bu ayı suyun içine doğru gidiyor. Güvenli olduğunu düşündükleri için denize yöneliyorlar. | Open Subtitles | ،ذلك الدبّ متجه نحو الماء إنها تعتبره مكانًا آمنًا لذا تتجه إلى البحر |
| Askerlerimizle birlikte Cezayir sularına doğru gidiyor gemi ama adamlarımız işi bitirmek için gemide kalırsa, diplomatik sorun çıkar. | Open Subtitles | أنها متجه إلى المياه الجزائرية ،وعلى متنها جنودنا لكن هذا سيسبب مشكلة دوبلوماسية .إذا بقوا من أجل إنهاء المهمة |
| Taksi ile Bijou sinemasına gidiyor, biz de takipteyiz. | Open Subtitles | و متجه الى سينما بيجو فى تاكسى ونحن نتابعه |
| Mavi, üstü açılır araba. Tepesi beyaz. Otoyoldan batıya gidiyor. | Open Subtitles | سيارة زرقاء بغطاء متحّول، أعلاها أبيض متجه للجنوب على الطريق السريع |
| 3. güzergâhtan doğuya doğru gidiyorum. 3 km açıktayım. | Open Subtitles | أنا متجه شرقاً في الطريق ثلاثة، على بعد حوالي ميلين |
| Ben kendi başıma gidiyorum. | Open Subtitles | الإخوة بي , و صلوا إلى براغ و أنا متجه إلى هناك بنفسي |
| Madison 73. Cadde'deyim, Via Quadronno'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا في الطريق 73 في ماديسن, متجه الى فدرونوا |
| Aya ilk giden rokette yer ayıracağım. | Open Subtitles | وسأقوم بحجز مكان في أول صاروخ متجه للقمر |
| Gece yarısı kuzeye giden bir tren var. | Open Subtitles | هنالك متجه شمالا بالضبط خلال منتصف الليل |
| Meteor ateşiyle, 100% gücü ve etkisiyle tam üstümüze, bize acı çektirmeye geliyor. | Open Subtitles | ذلك النيزك متجه نحونا مباشرة بالنار والاصطدام والألم المؤكد |
| Kart mağazasına mı gidiyorsun? | Open Subtitles | هل أنتَ متجه إلى متجر البطاقات ؟ لقد كنتُ هناك قبل قليل |
| Geçen gece Troy gittiği zaman, nereye gittiğini biliyordum - | Open Subtitles | عندما غادر تروي الليلة الماضية لقد عرفت الى اين كان متجه |
| Berlin bekleyecekti. Ben eve gidiyordum, | Open Subtitles | برلين سوف يجب عليها أن تنتظر, كنت متجه للمنزل |
| Kutsal Dağlar'a gidiyordu. | Open Subtitles | كان متجه للجبال المقدسه 72 00: 48: 55,917 |
| - Hayır, direk Bloomington'a dönüyorum. | Open Subtitles | لا , أنا متجه إلى بلومنتن الأن |
| Cesare Borgia hacılaryolunu açmak için Marino'daki türbeye doğru ilerliyor. | Open Subtitles | تشيزري بورجيا متجه نحو المزار في مارينو, لفتح طريق الحجاج. |
| Özellikle de şu anda şehre doğru gelen şüpheli birşey var mı? | Open Subtitles | وتعرف.. أي شئ مشتبه به حاليا خاصة إذا كان متجه إلى المدينة |
| En son kahverengi bir Ford kamyonette 9 nolu karayolunda doğu yönünde görüldü. | Open Subtitles | آخر مشاهدة له في شاحنة فورد صغيرة متجه شرقاً على طريق 9 |
| Hastanede babamı ziyarete giderken, gerçek kutuyu ofisine bıraktım. | Open Subtitles | لذا, وعلى طريقة وأنا متجه لزيارة أبي في المستشفى وضعت الصندوق الحقيقي في مكتبك |
| Chin, Randall Ala Wai Bulvarı'ndan doğuya doğru yol alıyor. | Open Subtitles | شين,نحن حصلنا على راندال متجه شرقا الى شارع علاء واى. |
| Burdan 100 mil uzaktaymış. Paris'e gidiyormuş! | Open Subtitles | إنه يقيم معسكر على بعد 100 ميل من هنا إنه متجه إلى باريس |