| Dahi pazarlama fikirlerim sonunda işe yarıyor diye çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | أنا فقط متحمسة جداً أن أفكاري التجارية العبقرية بدأت بالإثمار. |
| Ah, çok heyecanlıyım! Daha önce hiç gemiye binmemiştim. | Open Subtitles | أظن أنني متحمسة جداً لم أركب في سفين من قبل |
| Laverne, yeni tanıştığım bu doktor konusunda çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | لافيرن ، أنا متحمسة جداً بشأن الطبيب الذي تعرفت به |
| Reklam firmaları çok heyecanlı çünkü bu insan beyninin daha derinlerine inme iznini verecektir. | Open Subtitles | شركات الدعاية متحمسة جداً لأنه سيسمح لهم بأن يحفروا بشكل أعمق داخل العقل البشري |
| Hıı, çığlık atmayı denedim ama bu beni çok heyecanlı gibi gösterirdi. | Open Subtitles | نعم, حاولت أن أبدو متحمسة, لكن ذلك جعلني متحمسة جداً, |
| Çok heyecanlandım. O işte iyi olacağımı biliyordum. | Open Subtitles | كنت متحمسة جداً وكنت أعرف أنني سأكون بارعة في ذلك |
| Sanki biliyormuş gibi, çok heyecanlandı. | Open Subtitles | أصبحت متحمسة جداً وكأنها كانت تعرف |
| O kadar heyecanlıyım ki, kesin çuvallayacağım. | Open Subtitles | أنا متحمسة جداً لدرجة أني أحس بأني سأنفجر |
| Evet, bugün çok neşeliyim. Yeni arkadaşlar edineceğim için çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | نعم , أنا في مزاج جيد اليوم , أنا متحمسة جداً لمقابلة جميع الأشخاص الجدد |
| çok heyecanlıyım. Hamile kızlar aynı doktoru paylaşıyor! | Open Subtitles | أنا متحمسة جداً فتيات حوامل يتبادلان أسماء الأطباء |
| Hafta sonunu Ember Adası'nda geçireceğim için çok heyecanlıyım. (Ember: KOR) | Open Subtitles | أنا متحمسة جداً لقضاء عطلة نهاية الاسبوع في جزيرة إمبر |
| Hepinizle birlikte oyun oynayacağım için çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | أنا متحمسة جداً بأن تكونوا جميعاً هنا للعب هذهِ اللعبة |
| çok heyecanlıyım. Baloya gidiyoruz. | Open Subtitles | أنا متحمسة جداً , إنها الحفلة , إنها الحفلة |
| çok heyecanlıyım. Eğer bu sınavı geçersen aynı sınıfta olacağız. | Open Subtitles | انا متحمسة جداً ، أتعرفين إن نجحتي في هذا الإختبار فسنكون في نفس الفصل |
| çok heyecanlıyım ama bana bir bilet lazım. | Open Subtitles | إنني متحمسة جداً و لكن سوف آخذ تذكرة واحدة فقط |
| çok heyecanlıyım, uyuyamıyorum. | Open Subtitles | أنا متحمسة جداً من أجل يوم الغد لدرجة أنه لايمكنني النوم |
| Çalışmanızı büyük bir kitleye sunma konusunda dergi çok heyecanlı. | Open Subtitles | إن الصحيفة متحمسة جداً حول إعطاء دراستكما جمهور واسع، |
| Arkadaşım burada çalışma konusunda çok heyecanlı, ama sanırım biraz tehlikeli, özellikle o kız öldürüldükten sonra falan. | Open Subtitles | أتعرفين، صديقتي متحمسة جداً بشأن العمل هنا... لكن أعتقد أنه خطر نوعاً ما... خصوصاً بعد مقتل تلك الفتاة وكل شيء |
| Aslında o çok heyecanlı. | TED | في الحقيقة، هي متحمسة جداً. |
| Sadece Çok heyecanlandım çünkü gelinliğimi bulduk, ve sonra, biliyorsun, bir şey oldu ve hiç bir şey ifade etmedi. | Open Subtitles | الأمر فقط أنني كنت متحمسة جداً لأننا وجدنا الفستان و لذا, أنت تعلم, أشياء تحدث, و هي لا تعني شيء أبداً |
| Çok heyecanlandım. Nereden başlayacağımı bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا متحمسة جداً ، حتى أني لا أعلم من أين أبدأ |
| Lennox'a filmde yer aldığımı söyledin mi? Evet, çok heyecanlandı. | Open Subtitles | أجل، إنها متحمسة جداً |
| Uyuyamayacak kadar heyecanlıyım. | Open Subtitles | أنا متحمسة جداً لأنام. |