| Fark etmemiş olabilirsin ama ben çok dindar birisiyimdir ve bunu anlayamayan insanlarla yaşamak çok zor. | Open Subtitles | أتعلم، لعلّك لا تعرف هذا عنّي ولكنّني إنسانة متديّنة جدّاً وإنّه لمن الصعب جدّاً عليّ أن أعيش من أناس لا يفهمون ذلك |
| Evet, dindar Müslüman kadınların erkekler tarafından başörtüsüz görülmemesi gerekir. | Open Subtitles | أجل، إمرأة مسلمة متديّنة لا يفترض بها أن تتعرّى أمام الرجال |
| Diyorum ki: Burası dindar bir ülke. | Open Subtitles | ما أقوله ، بأننا هنا في بلاد متديّنة |
| Annem güçsüz olduğu için dindar biriydi. | Open Subtitles | كانت أمّي متديّنة لأنها كانت ضعيفة. |
| Joy, genelde dindar bir tip sayılmazdı; dehşetli bir zaruret hissetmediği sürece. | Open Subtitles | لم تكن (جوي) متديّنة إلا إذا كانت في السرير أو في حاجة ملحّة |
| dindar bir kadın değildi, Sully. | Open Subtitles | "المرأة لم تكن متديّنة يا "سولي |
| - dindar degilsin, tamam mi? | Open Subtitles | لستِ بـ متديّنة, حسنا؟ |
| - Çok dindar. | Open Subtitles | -إنها متديّنة جدا -حسنا |
| - Ailesinin dindar olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | -ربما.. فعائلتهُ متديّنة للغاية . |
| Marisol, dindar mısın? | Open Subtitles | أأنتِ متديّنة يا (ماريسول) |