| Bazen ben bile, herhalde yaşlı ve Huysuz olarak doğmuşumdur diyorum. | Open Subtitles | حتى أنا افكر احياناً بانه كان يجب أن أولد كعجوز متذمر |
| Bu Huysuz adamla olup... her sabah minerallerini çıkarması... ve bağırsaklarını düzeltmesi yerine! | Open Subtitles | عوضاً عن أن يتم اثقالي برجل عجوز متذمر صائحاً كل صباح طلباً لزيوته المعدنية حتى لا يصيبه الإمساك |
| Yani sen her zaman Huysuz biri oldun ama neden böylesine kötü kalpli davranıyorsun? | Open Subtitles | اقصد دائما ما كنت متذمر لاكن لماذا انت وقح وحاد |
| - Pekala. mızmız, güvensiz, kıskanç gibi beni kıçımdan vuran bebeksin. | Open Subtitles | انت شخص متذمر , غير واثق بنفسك تغار مثل الطفل الصغير |
| Şikayet etmek istemem, ama bence bunda bazı yanlışlıklar var... | Open Subtitles | ،لا أقصد أن أكون متذمر لكني إكتشفتُ بعض المساويء في ذلك |
| - Bill oğlum, yaşlı mızmızın tekisin. | Open Subtitles | فتى بيل، أنت عجوز متذمر |
| Tam bir mızmızsın. | Open Subtitles | يالك من متذمر |
| Bay Simpson Huysuz biri, değil mi? | Open Subtitles | السيد سمبسون متذمر نوعما، أليس كذلك؟ |
| - Otopside. O kadar Huysuz ki, yaklaşırsan ısırabilir. | Open Subtitles | و هو متذمر للغايه و سوف يبرع عنك في هذا |
| Huysuz, bir şans verebilseydin sana seveceğin bir şapka yapmıştım. | Open Subtitles | (متذمر)، صنعت قبعة أعرف أنك ستحبها، لو أعطيت الأمر فرصة |
| Huysuz yaşlı bir adama göre iyisin. | Open Subtitles | أنت على ما يرام بالنسبة لعجوز متذمر |
| Ne zaman insanlardan hoşlanmayan Huysuz bir ihtiyara dönüştün? | Open Subtitles | متى أصبحت عجوز متذمر لا يحب الناس ؟ |
| Doğru söylüyor Huysuz. Bu sana ait çok önemli görev. | Open Subtitles | إنه محق يا (متذمر)، تلك الوظيفة المهمة تعود إليك |
| Acele et Huysuz. Hediyelerini açma vakti geldi. | Open Subtitles | أسرع يا (متذمر)، لقد حان الوقت لفتح هداياك |
| Üsteki eğiticilerden biri Huysuz yaşlı bir adam biraz. | Open Subtitles | يكون نوعا ما عجوز متذمر |
| Sen de ne Huysuz çıktın be Clegane. | Open Subtitles | أنت وغد عجوز متذمر أليس كذلك يا (كليغين)؟ |
| Bir tako, mızmız bir simit ve kimin tam olarak ne olduğunu bilmediği yumuşak, sarkık bir şey. | Open Subtitles | فطيرة تاكو، دونات متذمر! وثمة شيء احمق مترهل لا يدري احد بالضبط مايكون |
| Ama şimdi mızmız ve sıkıcı buluyorum. | Open Subtitles | لكني وجدته الآن متذمر و مزعج |
| Sadece kendini düşünüyorsun. Ben de Şikayet edebilirim. | Open Subtitles | انت لا تفكر الا بنفسك انا ايضا متذمر |
| Şikayet mi ediyor? İyi bir masa. | Open Subtitles | إنه متذمر ، طاولة جميلة |
| Arkadaş edinmek isteyen bir çocuk Zoldyck ailesini yönetemez. Sonuç olarak o mızmızın teki. Zihnen zayıf. | Open Subtitles | من يكوّن صداقات فليس من آل (زولديك)، وإنّ هو إلّا طفلٌ متذمر ضعيف العقل. |
| Çok mızmızsın. | Open Subtitles | أنتَ متذمر |