| Peki, efendim. Ama Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | حسناً سيدي لكنه ليس لدينا متسعٌ من الوقت |
| Şu anda Adalet Bakanlığı müfettişleriyle görüşüyor. Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | والاَن هي مع محققي وزارة العدل وليس أمامنا متسعٌ من الوقت |
| Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | واضح ؟ ليس لدينا متسعٌ من الوقت |
| Kaçtığını artık biliyorlardır. Fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | سيعلمون أنها قامت بالهرب ليس لدينا متسعٌ من الوقت |
| Kolnuzu sıvayın, lütfen. Fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | شـَمـِّر عن كـُمـِّك, من فضلك ليس لدينا متسعٌ من الوقت |
| Krepler için daha sonra yeteri kadar vakit olacaktır. | Open Subtitles | سيكون هناك متسعٌ من الوقت للفطائر لاحقاً |
| Krepler için daha sonra yeteri kadar vakit olacaktır. | Open Subtitles | سيكون هناك متسعٌ من الوقت للفطائر لاحقاً |
| Almeida'nın Afrikalılar için çalıştığını ve Fazla zamanımız olmadığını bilmeleri gerekiyor. | Open Subtitles | يحتاجون بأن يعملوا على (ألميدا) من الجانب الأفريقي ويحتاجون لمعرفة بأننا ليس لدينا متسعٌ من الوقت |
| Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | ليس أمامنا متسعٌ من الوقت |
| Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | لم يعد لدينا متسعٌ من الوقت |
| Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | ليس أمامنا متسعٌ من الوقت (إيكابود)، كلا |
| Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | ليس أمامنا متسعٌ من الوقت |
| Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | ليس أمامنا متسعٌ من الوقت |
| Bak Jules, Fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | أصغي (جولز) ليس لدينا متسعٌ من الوقت |
| Fazla vaktimiz yok. Konuşmaya başlasan iyi olur. | Open Subtitles | ليس لدينا متسعٌ من الوقت لذا يجدر بكِ البدأ بالحديث |
| Hâlâ dışarıda bir yerlerdeyse Fazla vaktimiz yok. 24 saatten az var. | Open Subtitles | إن كانت هناك في مكانٍ ما، فليس أمامنا متسعٌ من الوقت أقل 24 ساعه. |
| Çabuk ol. Çok Fazla vaktimiz yok, haydi! | Open Subtitles | ليس لدينا متسعٌ من الوقت. |