| Gary ne dedi? Gary aptalı oynadı ve beni meraklı olmakla suçladı. | Open Subtitles | مثل " قاري " دور الغبي واتهمني بكوني متطفلة |
| Onlara göre ben sadece başka bir meraklı komşuyum. | Open Subtitles | وفقا لهم، فأنا مجرد جارة أخرى متطفلة |
| Karının meraklı bir orospu olması benim hatam değil! | Open Subtitles | هذا ليس خطأي إنها عاهرة متطفلة |
| Daha büyük, başka asalak yaban arıları kanatlarını tümüyle yitirmişlerdir. | Open Subtitles | زنابير متطفلة أخرى أكبر فقدت أجنحتها كليّاً. |
| Aslına bakarsanız, buraya geldiğimden beri otostop yapıyordum. | Open Subtitles | في الواقع منذ أن وصلت إلى هنا وأنا أسافر متطفلة |
| - Her şeye burnunu sokan bir kaltak olması benim suçum değil. | Open Subtitles | هذا ليس خطأي إنها عاهرة متطفلة |
| Karının meraklı bir orospu olması benim hatam değil! | Open Subtitles | هذا ليس خطأي إنها عاهرة متطفلة |
| Bay Crawley, lütfen anormal derecede meraklı olduğumu düşünmeyin. | Open Subtitles | سيد "كرولى" . لا تظن أننى متطفلة |
| Bay Crawley, lütfen anormal derecede meraklı olduğumu düşünmeyin. | Open Subtitles | سيد "كرولى" . لا تظن أننى متطفلة |
| Daniel'in gözleri habersiz gelen misafirler kadar meraklı değil. | Open Subtitles | حسنا, عيون (دانيال) ليست متطفلة بقدر إنحرافه مؤخرًا |
| meraklı bir tip olması daha muhtemel. | Open Subtitles | متطفلة على الأرجح |
| - Bu kadın tam bir asalak, tamam mı? | Open Subtitles | -إنها تقف إلى جانبنا -تلك المرأة متطفلة |
| Sandee seni kapaklamak için hamilelik yalanı uyduran bir asalak ve yalancı. | Open Subtitles | اعتقد ان (ساندي) هي متطفلة وكاذبة والتي ادعت الحمل كي تحاول ان توقع بك |
| Duyunca otostop çekip Acil Müdahale Ekibi'yle geldim. | Open Subtitles | ركبت متطفلة مع فريق الإستجابة لحالات الطوارئ حينما سمعت |
| Her şeye burnunu sokan bir kaltak olması benim suçum değil. | Open Subtitles | هذا ليس خطأي إنها عاهرة متطفلة |