| Kocam benimle işbirliği yapsaydı sıradan olmak hoşuma gidebilirdi. | Open Subtitles | يمكننى أن أحب الإبتذال إذا كان زوجى متعاوناً |
| Fırlatma da artık durdurulamayacağından işbirliği yapmayı çok istiyor. | Open Subtitles | و بما أنهُ لا شيء سيؤثر على الإطلاق, فإنهُ أصبح متعاوناً جداً جداً |
| Eğer işbirliği etmezsen, kızını buradan vuracağım. | Open Subtitles | إن لم تكن متعاوناً ، فسأقتل ابنتك عبر هذه الفتحة |
| "Bizim kontrolcü kadın, bay Allen'i yardımsever olarak niteliyor." | Open Subtitles | " محققتنا وجدت السيد " الين " متعاوناً للغايه " |
| İş birliği yaparsanız da yasalara göre evin içinde kalabilirsiniz. | Open Subtitles | و مسموح لك , حسب القانون بالبقاء في المنزل إذا ظللت متعاوناً |
| Korkarım ki, genç Hartmann, sizin kadar işbirliğine yatkın biri değildi. | Open Subtitles | أخشى أن ابن السيد (هارتمان) لم يكن .. متعاوناً مثلك |
| Departmanınızla başından beri işbirliği içerisinde oldum. Bunun karşılığında da sizden takdir ve saygı beklerdim! | Open Subtitles | قد كنتُ متعاوناً مع مديريّتكِ، ولكنّ ذلك كان قائماً على قدر من التحفّظ من جانبكم |
| Çok iyi işbirliği yaptın, bu yüzden sana tatlı gönderiyorum. | Open Subtitles | لقد كنت متعاوناً للغاية لذا أضفت بعض التحلية. |
| İşbirliği yaparsan yol boyunca bir ziyaret ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | لو كنت متعاوناً فقد نسمح لك بزيارتهم على الطريق. |
| İşbirliği yaptığını yetkililere söylerim. Hayır. | Open Subtitles | سأحرص على أن تعرف السلطات أنّه كان متعاوناً. |
| Çizgiyi aştınız artık. Kendi isteğimle işbirliği yaptım. | Open Subtitles | هذا متعدياً للحدود, لقد كنت متعاوناً |
| Elinde işe yarar suçlamalar olduğuna ve işbirliği yapacağına emin olmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون التثبّت من أنّ لديك معلومات إدانة قابلة للتطبيق -وأنّه من الممكن أن تكون شاهداً متعاوناً |
| - Sense bayım, işbirliği yapmıyorsun. | Open Subtitles | أما أنت يا سيدي، لست متعاوناً. |
| Efendim. İşbirliği yapmaya çalıştım öyle değil mi? | Open Subtitles | كنت متعاوناً معكم ياسيدي، أليس كذلك؟ |
| Neden işbirliği yapmak istemediğini şimdi anladım. | Open Subtitles | لا عجب أنه لم يشعر كأنه كان متعاوناً |
| Hayır bekle. İşbirliği yapmaya hazırım. | Open Subtitles | لا، إنتظر سأكون متعاوناً |
| Sanmam. Gerçekten de iyi ve yardımsever davranıyor. | Open Subtitles | أبداً، لقد كان لطيفاً حقاً و متعاوناً |
| Niye birdenbire bu kadar yardımsever oldun sen? | Open Subtitles | لماذا أصبحت متعاوناً بالكامل فجأة ؟ |
| iyi laf yapıyor ama, uh.. yedek parçadan ucuza kaçıyor, ve çok yardımsever. | Open Subtitles | لاري مادوكس) يبدو كلامه صادقاً لكن الواقع مختلف) و أيضاً بَخِل بالمعدات و لقد كان متعاوناً للغاية |
| Şimdiye kadar yaptığınız iş birliği oldukça yararlıydı. | Open Subtitles | وحتى الآن، طاقمك كان متعاوناً جداً |
| Yani işbirliğine açık olmak. | Open Subtitles | أن تكون متعاوناً |