| Şey, kişisel eşyaları henüz bir yere gitmeden incelesek iyi olur. | Open Subtitles | سنحتاج ان ننظر في كل متعلقاته قبل ان يذهبوا لأي مكان |
| Tabii eğer kişisel eşyaları için geldiysen, o başka. | Open Subtitles | إلا إذا أردنا توقيعك لأستلام متعلقاته الشخصية |
| Komiser, bölgedeki sahiplenilmemiş tüm eşyaları topladınız değil mi? | Open Subtitles | أيها الملازم قام رجالك بجمع كل متعلقاته ، صحيح ؟ |
| eşyalarını banyoya koymak zorunda mı? | Open Subtitles | لقد سمعت قصه مضحكه في الأخبار هذا المساء هل يتوجب عليه أن يترك متعلقاته في الحمام ؟ |
| Bu depo eve geldi. Cross orada bazı kişisel eşyalarını saklıyor. | Open Subtitles | ذهبت الى هذا المخزن حيث احتفظ فيه كروس ببعض متعلقاته |
| İki aptal haydut onun eşyalarını karıştırıyordu. | Open Subtitles | اثنين سفاحين اغبياء كانوا يبحثون فى متعلقاته |
| Birisinin eşyalarından her şeyi öğrenebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك معرفة كل شئ عن شخص من متعلقاته الشخصية |
| King, depoda eşyaları saklı olan Çinli casus Li Tan'den bir mail almış. | Open Subtitles | تلقى " كينج " بريداَ من الجاسوس الصيني " لي تان " التي تحتجز متعلقاته في المخزن |
| Şahsi eşyaları nerede? | Open Subtitles | ماذا عن متعلقاته الشخصية؟ |
| Dobbs'ın çantası. Irak'tan gönderdiler. Bütün özel eşyaları burada. | Open Subtitles | "حقيبه (دوبز) البحرية, أرسلت من "العراق بها كل متعلقاته الشخصية |
| Alexx, bunlar özel eşyaları mı? | Open Subtitles | " آليكس " هل هذه متعلقاته الشخصية ؟ |
| eşyaları bir kağıda sarılır. | Open Subtitles | متعلقاته لفت بالورق |
| eşyaları ondan önce gitmeli. | Open Subtitles | متعلقاته يجب أن تسبقه. |
| Birisinin evine, girip kişisel eşyalarını karıştıramaz, ve mahremiyet haklarını ihlal edemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تدخل مسكن شخص ما و تعبث فى متعلقاته الشخصية و تقتحم خصوصياته |
| Eğer vurulursa, eşyalarını annesine götüreceğime söz verdim. | Open Subtitles | و عدته انه اذا قُتل ساخذ متعلقاته و اذهب بها الي امه |
| Bir şey almak için uğramıştım ama eşyalarını poşetlememi istersen? | Open Subtitles | لقد أتيت لأخذ بعض الأشياء لكن هل تحتاجني لجمع متعلقاته الشخصية ؟ |
| Her neyse, onun eşyalarını karıştırıyordum ki, Owen'dan gelen davetiyeye rastladım. | Open Subtitles | .. على كل حال كنت أفحص متعلقاته و وجدت بالصدفه ... هذه الدعوه من أوين |
| Özel eşyalarını hala bir kutuda tutuyordur. | Open Subtitles | يمكنه وضع كل متعلقاته في علبة حليب |
| Soruşturma için bütün eşyalarını almışlardı ama ben hepsini geri getirttim. | Open Subtitles | ...لقد أخذوا كل متعلقاته من أجل التحقيق، و و جعلتهم يعيدونها مرة أخُرى |
| Giysilerinden veya kişisel eşyalarından kayıp olan var mı? | Open Subtitles | هل كانت اي من ملابسة او متعلقاته الشخصية مفقودة ؟ |