| Mezarlıktan yeni haberler aldık, bu yüzden hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | أجل، وردنا الخبر للتو من المقبرة، لذا، لستُ متفاجئاً إطلاقاً. |
| Kirasını karşılamak için bu kadar ev arkadaşın olmasına şaşırmadım. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئاً أنك بحاجة كل هؤلاء الناس ليساعدونك بدفع الأجار |
| Pek şaşırdığımdan değil de. Size şaşırmış gibi görünmüyorum, değil mi? - Ne? | Open Subtitles | ليس وكأني متفاجئ أو نحو ذلك، لا أبدو متفاجئاً بالنسبة لكم، أليس كذلك؟ |
| Babam sana iş teklif ettiğinde şaşırmış gibi yap. | Open Subtitles | يجب أن تبدو متفاجئاً عندما يعرض عليك والدك وظيفة |
| Ne yalan söyleyeyim seni orada gördüğüme şaşırdım. | Open Subtitles | لن أكذب عليكِ كنت متفاجئاً من رؤيتكِ هناك |
| O kadar şaşırma. Çoktan boşandığınız her halinden belli oluyor. | Open Subtitles | حسناً,لاتبدو متفاجئاً لقد حصلت على الطلاق الكل كتب عن ذلك |
| - İşte kadar basittir. - Konuşmayı denersen sürpriz olur. | Open Subtitles | بتلك البساطة حاول أن تجرب التحدث لمرة, ستكون متفاجئاً |
| Tekrar benimle olmak istediğine şaşırmadım. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئاً أنكِ تريدين مني العودة مرة أخرى لحياتك |
| Kelowna'da yaşadıklarını düşününce, şaşırmadım. | Open Subtitles | بحكم من تعاملت معه في كيلوانا، انا لست متفاجئاً. |
| Bizim çocuğun telefonunu böyle rahatça kullanmasına şaşırmadım. | Open Subtitles | لذلك ألست متفاجئاً أن هدفنا يستعمل هاتفه بدون تحفّظ |
| Yani, hazırlıksızdım ama Ama çokta şaşırmadım. Sadece bir sporcuyla olmanı anlayamadım. | Open Subtitles | أعني, لا يمكنني إدّعاء أنّي لستُ متفاجئاً, فقط أنّي لم أستوعب أنّه إنتهى بكِ المطاف بصحبة شخص مثله. |
| Aslında anlayamadığım, sen de şaşırmış gibisin. | Open Subtitles | إليك الأمر الذي لا يمكنني فهمه، تبدو متفاجئاً أيضاً. |
| Biliyorum seni ilk gördüğümde şaşırmış gibi göründüm. | Open Subtitles | أعلم أني بدوتُ متفاجئاً عندما رأيتُكِ لأوّل وهلة |
| Makoto, Sawada-sensei gerçekten şaşırmış. | Open Subtitles | . ماكوتو، المعلم ساوادا كان حقاً متفاجئاً |
| Ölmek üzere bıraktığın bir kızı gördüğüne, hiç de şaşırmış görünmüyorsun. | Open Subtitles | انت لا تبدو متفاجئاً تقريباً بما يكفي كي ترى فتاة تركتها للموت |
| O kadar yabancı görmene çok şaşırdım. | Open Subtitles | ما زلت متفاجئاً بأنك قد شاهدت العديد من الأجانب |
| Kabul etmeliyim ki.. Aramana şaşırdım. | Open Subtitles | عليّ الإعتراف، كنت متفاجئاً قليلاً لاتصالك |
| Bir çocuğu yeterince ihmal ederseniz, işler iyi sonuçlanmadığında artık şaşırma hakkına sahip değilsinizdir. | TED | إذا نبذت طفلاً لمدة طويلة كفاية، فليس لديك الحق بعد ذلك لتكون متفاجئاً عندما لا تكون النتائج جيدة. |
| O , bir yıl boyunca odasından çıkıp olmasaydı Evet, sürpriz olmaz. | Open Subtitles | نعم ، لن أكون متفاجئاً إذا لم تخرج من غرفتها لسنة |
| Seni burada bulmama şaşırmadın mı? | Open Subtitles | لست متفاجئاً من إني وجدتك هنا |
| Beni gördüğüne şaşırdın mı insan yaVrusu? | Open Subtitles | تبدو متفاجئاً لرؤيتي يا شبل الإنسان |
| Gilda olduğunu anladığımda çok şaşırmıştım. | Open Subtitles | عندما أدركت أنها غيلدا كنت متفاجئاً كما كنت متأكد أين كنت |
| Buna rağmen, kocası herşey için beni suçlarsa şaşırmam. | Open Subtitles | على الرغم أنني لن أكون متفاجئاً لو قام الزوج بلومي على كل شئ |
| Karısından söz ediş şekli beni şaşırttı. | Open Subtitles | لقد كنت متفاجئاً من كيفية إشارته إلى زوجته |
| Anormal şeyler hakkında bilgisi olduğunu iddia eden birine göre fazla şaşırmışa benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنه متفاجئاً لرجل يدّعيأنهيعرفعنالأشياءالخارقةللطبيعة. |
| Kim daha çok şaşırdı bilmiyorum, ben mi o mu? | Open Subtitles | لستُ متأكداً من كان متفاجئاً أكثر هي أم أنا |
| Savannah'ı o mu aldı yani? Onun hayatta olması sizi hiç şaşırtmadı. | Open Subtitles | إذاً، لست متفاجئاً كونها على قيد الحياة؟ |
| Bana tavan arasında tek boynuzlu at olduğunu söylesen bile şaşırmazdım. | Open Subtitles | أنه يوجد وحيد القرن بالعلية ولن أكون متفاجئاً |
| Ama yine de duyduğunuzda şaşırmadınız. | Open Subtitles | ولا تبدو متفاجئاً عن سماعك عن هذه الأمور |