| - Anlamıyorum. - İki adamımızın o gemide olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | أنا لا أفهم نعتقد أن أثنان منا على متن السفينه |
| gemide bir ajan var. | Open Subtitles | لدينا شخص يعمل فى الظلام على متن السفينه |
| Bir çoğu hala gemide, ama biz bir çoğunun şimdi bizimle olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | معظمهم على متن السفينه لكننا نعتقد انه محتمل ان يكون البعض منهم معنا هنا الأن |
| Onu gemiye götürmeyi göze alamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا المخاطره بأخذه على متن السفينه |
| Sen ve adamların gemiye geldiğinden beri bu gemiyi defalarca yok olmanın eşiğine getirdiniz. | Open Subtitles | منذ أن جئتم على متن السفينه إقتربتم بهذه السفينه إلى حافه الدمار تكراراً |
| gemiye çıktık. Henüz temas olmadı. | Open Subtitles | على متن السفينه, لا يوجد إحتكاك إلى الآن |
| Benimle aynı gemide olan denizcilerle ilgili bir deniz hikâyesi. | Open Subtitles | قصة البحر. البحاره الذين كانو معى على متن السفينه. |
| Esirleri gemide tutmanda ısrar ediyorlar. | Open Subtitles | لقد أصروا على إبقاء الأسريّ على متن السفينه. |
| Yani, o şeylerden gemide bir sürü var. | Open Subtitles | العديد من الحاويات خاليه يدل على أن هناك المزيد من هذه الأشياء على متن السفينه |
| Bu gemide neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن افكر حتى ماذا يمكن أن تفعل على متن السفينه |
| Demek istediğiniz gemide gerçek bir doktor olmasıysa bunda haklısınız. | Open Subtitles | إنظرى لو أنك تحاولين القول أننا سنكون افضل حالاً مع وجود طبيب على متن السفينه أنتِ محقه |
| Graves, gemide bir yerlerde olmalı. Burley. | Open Subtitles | جرايفز لابد أن يكون فى مكان ما على متن السفينه بيرلى |
| Bu da gemide olan birinin gelininizi vurduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | هذا يعني ان احد ما على متن السفينه أطلق النار على زوجه إبنكِ |
| gemide hatıralarını hatırlayan, sadece ikiniz kaldı. | Open Subtitles | انتم الاثنين فقط على متن السفينه مع لحظات من ماضيك |
| - Ekibe katılmak gurur verici. - gemiye hoş geldiniz. | Open Subtitles | فخور للإنضمام لكم - مرحبا بك على متن السفينه - |
| İniş yaptıktan sonra kargomuzun %10'unu almak için yerel kuvvetler gemiye çıkacak. | Open Subtitles | بعد أن نهبط، ذوي العضلات المحليين سوف يصعدون الى متن السفينه ويأخذون 10٪ من بضائعنا |
| Sizin için gemiye koydum. | Open Subtitles | لقد وضعتها على متن السفينه من أجلك |
| Onu gemiye davet edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا دعوتها على متن السفينه |
| Evet ama, ...gemiye doğru insanları koyarsak Destiny eski ihtişamına kavuşur ve... | Open Subtitles | ليس بعد ولكن لو وضعنا القوم المناسبين على متن السفينه .... |
| Destiny, ben Scott. gemiye gelmek için izin istiyoruz. İzin verildi. | Open Subtitles | "القدر" هذا (سكوت) أطلب تَصريح للقُدوم على متن السفينه. |
| - gemiye nasıl gelmiş ki? | Open Subtitles | كيف حتى جاء على متن السفينه ؟ |