| Yine de hem pençeler hem de tırnaklar bazı beklenmedik şekillerde kullanırlar. | TED | ومع ذلك، فإنّ كلًّا من الأظافر والمخالب تُستخدم بطرقٍ غير متوقّعة. |
| Fakat bu erozyonun hiç beklenmedik bir faydası olmuş. | Open Subtitles | لكن هذا التآكل المدهش له منفعة غير متوقّعة. |
| Böyle büyük bir yenilik, beklenmedik zor durumlara sebep olabilir. | Open Subtitles | مثل هذا الإختراق يخلق معضلات غير متوقّعة. |
| Hareketlerin öylesine tahmin edilebilir ki ağabeyinle anlaşma yapmak zorunda kaldım. Kendisini de hiç sevmem. | Open Subtitles | أنّ تصرّفاتك متوقّعة جدًّا، فاضطررت للتحالف مع أخيك الذي لا أطيقه |
| O tehlikeli anları yaratan beklenmeyen bir olay. | Open Subtitles | الحوادث الغير متوقّعة تلك التى تخلق اللحظات الخطرة |
| Kaçışı bize beklemediğimiz bir meyve verdi. | Open Subtitles | ثقب هروبه الفاكهة الغير متوقّعة. |
| Çünkü her hareket dalgalanmalara neden olur kesin olan ve beklenmedik sonuçlar doğurur. | Open Subtitles | ،لأنّ كلّ فعل يسبب تموّجات نتائج واضحة وغير متوقّعة |
| Ancak, zırhlı bir kozanın, beklenmedik başka bir faydası var. | Open Subtitles | لكن لدى الذراع المدرّعة فائدة أخرى غير متوقّعة |
| Bu beklenmedik doğum haberi, büyük bir sevinçle karşılandı. | Open Subtitles | أخبار هذة الولادة الغير متوقّعة |
| Gibson Praise üzerinde yapılan testleri birleştirdim ve hiç beklenmedik sonuçlara ulaştım. | Open Subtitles | لقد أجريت بعض الفحوصات على نبوغ "جيبسون".. وتوصّلت إلى بعض الإستنتاجات الغير متوقّعة.. |
| Tek bildiğim, hayat beklenmedik şeylerle dolu ve insan hiçbir zaman pes etmemeli. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ...هذا يعني أنّ الحياة مليئة بالأحداث الغير متوقّعة و أنّه ينبغي عليك ألا تستسلم أبداً |
| beklenmedik bir türbülans yaşıyoruz. | Open Subtitles | أن لدينا بعض المشاكل الغير متوقّعة. |
| beklenmedik bir sürpriz. | Open Subtitles | مفاجأة غير متوقّعة. |
| Son derece beklenmedik bir durum. | Open Subtitles | تغييرات جذرية وغير متوقّعة |
| Bu bölümde, SS mensuplarının ve sağ kalan bir avuç mahkûmun savaşın son günlerinde Auschwitz'de neler yaşadığının şok edici ve beklenmedik hikâyesini izleyeceksiniz. | Open Subtitles | "هذه قصّة ماذا الـ "إس إس" في "آوشفيتس سوية مع بعض النزلاء الذين بقوا فعلوا في الأيام الأخيرة للحرب وعلى أثرها وهو قصّة غير متوقّعة بقدر ما هى مُفجعة |
| BEKLENMEDİK YOLCULUK Extended Çeviri: | Open Subtitles | {\blur1\shad2.66875\fad(700,900)\bord0.11125\fscx180\fscy180\b1\cHEBFCE6\3cHCAD5AC\pos(190,210)}رحلة غير متوقّعة |
| Çünkü her zaman aklıyla düşünür, kalbiyle değil ki bu da onu sıkıcı ve tahmin edilebilir yapıyor. | Open Subtitles | ممّا يجعله فتىً شديد البلاهة وتصرّفاته متوقّعة جدّاً |
| Şiddet yanlısı ve tahmin edilebilir insanlar. | Open Subtitles | أُناس عدوانيّون وأفعالهم متوقّعة. |
| Uzun yolculukların koruyucu azizi, özellikle beklenmeyen yolculukların. | Open Subtitles | القدّيس الشفيع لرحلات الطويلة، خصوصًا الغير متوقّعة |
| "beklenmeyen Yolculuk: | Open Subtitles | "رحلة غير متوقّعة: |
| Bir sorun çıktı, beklemediğimiz bir sorun. | Open Subtitles | -حصل عندنا موقف بعض الصعوبات الغير متوقّعة |