| Tel kesiciler, alarm şemaları gece görüşlü gözlük ve parlayan ışık çubukları. | Open Subtitles | إذاً، قاطع أسلاك، رسوم بيانية لنظام الإنذار، نظارات رؤية ليلية، وعصي متوهجة |
| Tavanda parlayan oklar vardı. | Open Subtitles | و كانت هناك أقواسٌ متوهجة على السقف أقواسٌ متوهجة على السقف |
| Öyle deniyor çünkü tüm bu nöronlar farklı renklerde parlıyor. | TED | وسمّي كذلك بالطبع لأن كل من هذه الخلايا العصبية متوهجة بألوان مختلفه |
| Kaçmak istediğinde, göze benzeyen ve poposunda bulunan parlak kozalarını gösteriyor. | TED | وعندما يهرب يقوم باستخدام حبات متوهجة توجد على آخر ظهره وهي تبدو كالعيون |
| Önce babanla ilgileneceğiz sonra bayan ışıldayan gözlerle. | Open Subtitles | أولاً سنتعامل مع والدكِ ثم الآنسة الصغيره متوهجة العينان |
| Gözleri kor kömür gibi parlıyordu. | Open Subtitles | أصبحت عيناه متوهجة كالفحم القرمزي. |
| Parlıyorsun. | Open Subtitles | . مرحباً . أنتى متوهجة |
| Evet,onlara her ne saldırdıysa büyük ve yeşilmiş büyük pençeleri ve parlayan gözleri varmış. | Open Subtitles | حسنا أيا كان ما هاجمهم فهو ضخم و أخضر و لديه مخالب ضخمة وعيون متوهجة |
| Bir keresinde de, çılgın bir anımda, karanlıkta parlayan çubuklardan biri ağzımda patladığında zehirlenmiştim. | Open Subtitles | قصة مملة. ومرة في لحظة هذيان , لقد تعرضت للتسمّم عندما انفجرت عصا متوهجة في فمّي |
| İnsanlara gözleri parlayan çocuklar gördüğümü söylediğimde bana inanmadılar. | Open Subtitles | الآن، عندما أخبر الجميع بأنني رأيت أعين أطفال متوهجة |
| Sırılsıklam, parlayan yeşil gözler, herşey. | Open Subtitles | مبللة , عيون خضراء متوهجة , كاملة بالتسعة |
| Eskort polis, parlayan kızgın bir balta taşıdığını söyledi. | Open Subtitles | سائق مرافق قال أنه كان يحمل متوهجة , الفأس ملتهب |
| İlk gördüğüm, geceleyin tüm ihtişamıyla parlayan Kuzey Amerika'ydı. Sıcak bir his. | TED | أول شئ رأيته كان شمال أمريكا في الليل -- متوهجة ، كلها متوهجة. مشاعر دافئة. |
| Cildim parlıyor, tırnaklarım çok güçlü bir de içimde huzur ve sükunetimi barındıran derin bir kuyu var adeta. | Open Subtitles | أعني, بشرتي متوهجة أظافري قويةٌ جدًا وأشعر ببئر عميق بداخلي |
| ...ve daha parlak ve daha beyaz bir renkte parlıyor. | Open Subtitles | وأنها متوهجة... مع ضوء اكثر بياضاً، وأكثر إشراقا. |
| (Alkışlar) Jesse Perez: Gece yarısı ve gökyüzü deli gibi parlıyor, radyoaktif kırmızı. | TED | (تصفيق) جيسي بيريز: إنه منتصف الليل والسماء متوهجة بجنون كاللون الأحمر المشع. |
| Şimdi burada minyatür Very tabancası, ki parlak bir alev ateşler, zor durum sinyali. | Open Subtitles | هذا مسدس صغير جداً . يطلق حزمة ضوئية حمراء متوهجة . إشارة إستغاثة |
| Ve tıpkı bir şeytan gibi parlak ve yeşil gözleri var. | Open Subtitles | وله عيون خضراء متوهجة مثل تلك التي للشيطان. |
| Bütün o vahşi azamet, o ışıldayan çelik toynaklar, o yaratığın muazzam iç organlarından gelen patlamalar, nefes yok, kalp atmıyor, burun delikleri çılgın bir şekilde genişlemiş, Onu yok etmek mi yoksa o mu olmak isterdim bilmiyordum. | TED | كل تلك العظمة الوحشية , الحوافر الفولاذية ذات الوميض, الانفجارات مدفوعة من الاحشاء القوية لذاك المخلوق الصدر لأعلى , قلب متوقف , خياشيم متوهجة بجنون لم أميز هل أردت أن أوقفه أو أن أكون هو |
| Kutsal Put'unun elinde ışıldayan Loc-Nar'ın gücüyle_ | Open Subtitles | من قبل سلطات متوهجة لوك-نار وضعت في يد المعبود الخاص بك... |
| Birçoğu diğerlerine göre parlıyordu. | Open Subtitles | معظمها كانت متوهجة |
| Hayır, hayır Susan, sen sanki, gerçekten Parlıyorsun. Yeşil oldun. | Open Subtitles | ،(كلا، لا (سوزان أنت متوهجة فعلاً، باللون الأخضر |
| Umarım gözleri bu mumların masmavi iki mum gibi parıl parıl olur! | Open Subtitles | آمل أن تكون عينيه كالشموع كشمعتانزرقاوتان... متوهجة في كعكة بيضاء |
| Fakat Eurus, o zamanlar bile göz kamaştırıcıydı. | Open Subtitles | ولكن (يوريوس)، كانت متوهجة حتي ذلك الحين |
| "Ağaçlar görkemli gövdeleriyle şahlanmışlardı tepeleri hâlâ güneş ışığında parıldıyordu ve sık yapraklarının arasından süzülerek en sonunda yosunlu toprağın karanlığına karışıyordu. | Open Subtitles | "الأشجار نبتت في أعمدة عظيمة" "قممها لا تزال متوهجة في نور الشمس" "الذي يسقط ويمر من خلال الأوراق الغزيرة" |
| Yaptıklarından biri, mucizevi becerilerinden biri çok sayıda floresan proteinleri ve floresan molekülleri üretmeleri. | TED | أحد الأشياء التى تقوم بها، أحد أفعالها المعجزة، أنها تتنتج الكثير من هذه البروتينات المتوهجة ضوئياً، جزيئات متوهجة ضوئياً. |