| Yani Avrupa artık imrenilecek bir örnek değil, savaşılacak ve direnilecek bir düşmandır. | TED | لذا تحولت أوروبا من مثال يحتذى به الى عدو يجب محاربته و مقاومته |
| Yuvarlak Masa Şövalyelerini şu karanlık zamanlarda... örnek gösterecek bir göreve ihtiyacınız var. | Open Subtitles | فرسان المائدة المستديرة سيكون عندهم مهمّة ليكونوا مثال يحتذى به فى هذه الأوقات المظلمة |
| Okula girer ve herkese örnek oluruz. | Open Subtitles | أعني نحن نمشي الى المدرسه ونحن مثال يحتذى به.. |
| NTAC'in başkanı olarak, örnek olmalıymışım. | Open Subtitles | كرئيس للامن الوطنى لابد ان اكون مثال يحتذى به |
| Vatandaşlık derslerime olan katkın her zaman örnek olmuştur. | Open Subtitles | مشاركاتِك فى فصولى كانت دائماً مثال يحتذى به |
| Yardımcılara iyi örnek olmam gerek. Baksana. Tebrikler. | Open Subtitles | يجب أن أكون مثال يحتذى به للزملاء مبروك |
| Uzmansın ve profesyonelliğin örnek gösterilecek düzeyde. | Open Subtitles | خبرتك وإحترافيتك مثال يحتذى به |
| Jessica Pearson, davranışlarıyla örnek oluyor. | Open Subtitles | جسيكا بيرسون مثال يحتذى به |