| Tıpkı eski zamanlardaki gibi. Sadece sen ve ben. | Open Subtitles | انظر، تماما مثل الأوقات الماضية فقط انا و انت |
| Şuna ne dersin, sadece bir geceliğine eski zamanlardaki gibi takılalım. | Open Subtitles | ماذا عن ليلة واحدة فقط؟ نخرج مثل الأوقات الماضية لكن على عكس الأيام الماضية |
| Ve bu işe başladığımızda tıpkı eski zamanlardaki gibi olacak demiştin şimdiyse kötü adam gibi davranıyorsun, onun gibi değil. | Open Subtitles | وانت قلت عندما بدأنا هذا انه سيكون فقط مثل الأوقات الماضية لكن الأن انك تتصرف كالرجل الشرير ليس هو |
| Eski günlerdeki gibi. Ali Macid'i hatırladım. | Open Subtitles | مثل الأوقات القديمة ، بيتشى يذكرنى ب على ماجد |
| Evet, tıpkı eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | منتصف الليل , صحيح ؟ أجل مثل الأوقات الغابره |
| Eski zamanlardaki gibi yolda dururduk. | Open Subtitles | يمكننا التوقف في الطريق مثل الأوقات القديمة |
| Eski zamanlardaki gibi di mi? | Open Subtitles | مثل الأوقات القديمة أليس كذلك؟ |
| Bu akşam bir kamp ateşi yakacağız, tıpkı eski zamanlardaki gibi hikayerler anlatıp plan yapacağız. | Open Subtitles | سنكون ... حول المعسكر الليلة نُخطّط ونسرد القصص مثل الأوقات القديمة |
| Tıpkı eski zamanlardaki gibi, değil mi? | Open Subtitles | تماما مثل الأوقات القديمة, صحيح؟ |
| Eski zamanlardaki gibi takılıyoruz falan... | Open Subtitles | كنا نخرج سوياً. مثل الأوقات القديمه. |
| Eski zamanlardaki gibi. Hadi canım. | Open Subtitles | مثل الأوقات القديمة. |
| Hatırladın mı? Eski zamanlardaki gibi. | Open Subtitles | تذكرين مثل الأوقات الماضية |
| Eski zamanlardaki gibi. | Open Subtitles | مثل الأوقات السابقة |
| Eski zamanlardaki gibi olacak. | Open Subtitles | سوف اكون مثل الأوقات الماضية |
| Tıpkı eski günlerdeki gibi Sonia ile buraya çok sık geliyorum. | Open Subtitles | لقد جئت هنا في كثير من الأحيان مع سونيا تماما مثل الأوقات القديمة |
| Eski günlerdeki gibi, değil mi? | Open Subtitles | إنه يبدو مثل الأوقات القديمة , أليس كذلك؟ |
| Senin yardımınla görüşmeleri ilerleteceğiz, tıpkı eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | يمكنك مساعدتنا على التفاوض، مثل الأوقات الطيبة الماضية. |
| Bir içki ısmarlamama izin ver. Eski günlerdeki gibi olacak. | Open Subtitles | دعيني أدعوك على شراب ، سيكون مثل الأوقات القديمة |
| "Eski günlerdeki gibi olacak, bizi asla durduramayacaklar." | Open Subtitles | ستصبح مثل الأوقات القديمة، لن يوقفونا |
| Eski günlerdeki gibi | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتي مثل الأوقات القديمة |
| Eskiden olduğu gibi saatlerce konuştuk. Çok tatlı biridir. | Open Subtitles | تَكلّمنَا لساعاتِ، مثل الأوقات القديمة. |