| Boşta uçan bir uçurtma insana yıldırım gibi güç verir. | Open Subtitles | الطائرة الورقية السائبة تمنح الرجل طاقة مثل البرق |
| Bir çok trompet sesi duydum ve bulutlarda yıldırım gibi giyinmiş bir adam gördüm. | Open Subtitles | وسمعت بوق عالي.. ورأيت إنساناً جالساً على السحاب وكان لباسه مثل البرق |
| Tıpkı yıldırım gibi, sinir sistemi de elektrikle ilişkilidir. | Open Subtitles | مثل البرق تماماً فالجهاز العصبي كالدائرة الكهربية. |
| Uzun, siyah yelelerini sıkıca tutmuş ve Şimşek gibi fırlayıp uzaklaşmışlar. | Open Subtitles | أمسكَ بقبضة من حديد لمدّة طويلة، وبعيداً ذهبـوا، مثل البرق |
| Sıyrıl be aradan. Şimşek gibi gidecek, eminim. | Open Subtitles | سوف ينطلق بسرعه مثل البرق. |
| Toz topları, yıldırım gibi enerjik bir olayla katı kayalara dönüşebilir. | Open Subtitles | بوسع كرات الغبار أن تتحوّل لصخورٍ صلبة بحدثٍ مفعمٍ بالطاقة .. مثل البرق |
| Boşta uçan bir uçurtma insana yıldırım gibi güç verir. | Open Subtitles | طائرة ورقية فضفاضة تعطي الطاقة للرجل مثل البرق. |
| Lavinia'da ise hastalık yıldırım gibi ilerledi. | Open Subtitles | ومع "لافينيا"، المرض بإمكانهِ الإنتقال مثل البرق |
| Bu yıldırım gibi, yüksek gerilim enerji ateşler. | Open Subtitles | انها تبعث طاقة بفولتية عالية مثل البرق |
| yıldırım gibi düştü. | Open Subtitles | لقد كـان مثل البرق |
| yıldırım gibi bir şey bu. Düşene kadar acıtmaz. | Open Subtitles | مثل البرق, لا يؤذي حتى يصيب |
| Bir yıldırım gibi çarptı | Open Subtitles | لقد صعقتني مثل البرق |
| yıldırım gibi. | Open Subtitles | مثل البرق |
| yıldırım gibi. | Open Subtitles | مثل البرق. |
| Ayının etrafında Şimşek gibi süzülüyor. | Open Subtitles | وتزلج حول الدب مثل البرق. |
| Şimşek gibi hareket ediyorlar. | Open Subtitles | ! إنهم يتحركون مثل البرق |