| Piyasalardaki durguluktan dolayı pek çok şehirde işsizlik kanser gibi yayılıyor. | Open Subtitles | ..بسبب الأزمة.. فإن البطالة تنتشر مثل السرطان .فى كثير من الدول |
| Şimdi bunu bakış açısını kanser gibi sistemik bir hastalığa uygulayalım. | TED | الآن لنطبق هذا لأمراض الأنظمة مثل السرطان. |
| Biyologlar da baz düzenleyicileri, kanser gibi hastalıklarla ilişkili genlerde tek harflerin rolünü incelemek için kullandılar. | TED | واستخدم علماء الأحياء محرري القواعد لفحص دور الأحرف المفردة في الجينات ذات الصلة بالأمراض مثل السرطان. |
| Bu ulkeyi yoneten guc kanser gibi hic bir sey onu durduramiyor. | Open Subtitles | إن السلطة التي تتحكّم بهذه البلاد مثل السرطان لا يمكن إيقافها |
| Bu ülkeyi devralan güç bir kanser gibi ve onu yok edene kadar durmayacak. | Open Subtitles | إن السلطة التي تتحكّم بهذه البلاد مثل السرطان لا يمكن إيقافها |
| Ondan kurtulmazsan şu anki duyguların seni mahvedecek; aynı kanser gibi. | Open Subtitles | إن لم تتخلص منها، ما تشعر به نحوها سوف ينتهي وأنتَ تلتهم نفسك مثل السرطان. |
| Sizin türünüz hastalıktan temizlenmesi gereken kanser gibi bir şey. | Open Subtitles | جنسكم مثل السرطان الذي يجب أن يباد كلياً |
| Yaratılışımızdaki sosyal değerlerimizi de mahvederler,tıpkı kanser gibi. | Open Subtitles | لكن يدمرون قيمنا الثابتة مثل السرطان تماما |
| Hainlik, yozlaşma ve savaş bir kanser gibi gezegenimin ruhunda büyüdü. | Open Subtitles | الجريمة , الفساد , والحرب قد نمى مثل السرطان على روح عالمي |
| O geceden sonra içimdeki karanlık büyüyor, sanki kanser gibi. | Open Subtitles | ومنذ تلك الليلة، ينمو الظلام بداخلي مثل السرطان. |
| Ve yine kanser gibi, bir gün bunu kontrol etmeyi umuyoruz. | Open Subtitles | ...و مثل السرطان علينا أيضا السيطرة عليه في يوم من الأيام |
| Hastalıklarının sonucu belli olan hastalara yardım etmekten sorumluyuz ve onların tedavi seçeneklerinden. Asla kolay olmaz ama kanser gibi, ölümcül bir hastalıkla uğraşıyorken ayrıca çok zordur. | TED | فنحن مسؤولون عن جعل المرضى يرون مرضهم بوضوح وخيارات العلاج المتاحة لديهم، وهذا ليس سهلا، ولكنه صعب خصوصا عندما تتعامل مع مرض خطير مثل السرطان. |
| Tıpkı... kanser gibi... ama düzensiz değil. | Open Subtitles | أنه مثل السرطان ولكن بدون فوضي |
| Sanki kanser gibi ahbap. Her şeyi boka batırmak için büyüyor da büyüyor. | Open Subtitles | انه مثل السرطان المتنامي والمتزايد |
| Bu chanology meselesi kanser gibi, çok berbat, çok kötü. | Open Subtitles | مشروع "تشانالوغ" هو مثل السرطان , مريع , سيئ, |
| Argenteum kanında çoğalıyor, tıpkı kanser gibi. | Open Subtitles | الفضّة تتضاعف في دمائها مثل السرطان |
| kanser gibi içinde güçlü ve şiddetle büyüyor. | Open Subtitles | انها تنمو بقوة وشراسة فيك - مثل السرطان. |
| Genetiğin belirleyici doğasına rağmen genlerinizin görünüşü üzerinde kontrol sahibisiniz ve bu kanser gibi ölümcül hastalıklar ya da akıl sağlığımız açısından muazzam derecede olumlu bir mesaj veriyor, çünkü artık onlara farklı bir yaklaşımla uyum sağlama bozukluğu olarak bakabiliriz. | TED | إذًا رغم الطبيعة الحتمية لجيناتك، فأنت تتحكم بالطريقة التي تكون عليها جيناتك، ولهذا رسالة إيجابية عظيمة للقدرة الآن على مواجهة بعض الأمراض الفتّاكة مثل السرطان وأمراض الصحة العقلية من خلال نهج جديد، عن طريق النظر إليها كسوء تكيّف. |
| Birisi bir keresinde bana, suçluluğun kanser gibi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أحدهم أخبرني مرة ... الذنب مثل السرطان |
| "Amerikan Hükümeti içinde kanser gibi oluşturulan gizli plan dışındaki her şey... şimdi yok olmuş." | Open Subtitles | "كلّ المختفون الآن، لكن الذي يشكّل... a مؤامرة مثل السرطان في الحكومة الأمريكية." |