| Her zamanki gibi bizi sabah 6'da kaldırmazsan iyi olur. | Open Subtitles | أفضل لك أن لا توقظنا في الساعة السادسة مثل العادة |
| Ama benim planımı görünce Her zamanki gibi bu değişecek. | Open Subtitles | لكن هذا الأمر سيتغير، مثل العادة عندما يرى خطتي |
| Her zamanki gibi emri ver de dırdır edip durma. | Open Subtitles | فقط اعطني الامر وتوقّف عن البربرة مثل العادة |
| Yepyeni bir dünyaya adım attın ama sen Her zamanki gibi Adèle'ye ders veriyorsun? | Open Subtitles | -كالعادة كالسماء الجديدة و الأرض الجديدة ستعلمين آديل مثل العادة ؟ |
| Yönetim ne zaman derse, Her zamanki gibi. | Open Subtitles | عندما تقرر الإدارة مثل العادة. |
| Her zamanki gibi güzelsin, tatlım. | Open Subtitles | أوه، أنت جميلة مثل العادة حبيبتي |
| Kimse kimin yaptığını bilmiyor. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | لا احد يعلم من فعلها مثل العادة |
| İyiydi. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | بخير, مثل العادة |
| Nasıl istersen. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | حسنا , كما تريد مثل العادة |
| Her zamanki gibi iyi oyuncusun. | Open Subtitles | صباح الخير، (بروك). لقد كبرت الموضوع مثل العادة. |
| Ailesine. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | مثل العادة بأننا عائلته |
| - Her zamanki gibi Adèle'ye ders veriyorum. | Open Subtitles | -أعلم آديل مثل العادة |
| Her zamanki gibi blöf yapıyorsun. | Open Subtitles | (غرادي) انت تخدعني مثل العادة |