| Müşterilerimiz, burada yaptığımız iş gibi çeşit çeşittir. | Open Subtitles | موظفينا متنوعون مثل العمل الذى نقوم به هنا تماما |
| Ama bunu bir iş gibi görme çünkü cumaları serbest kıyafetle çalışabileceğiz. | Open Subtitles | وأنه لن يبدو مثل العمل لأنه سيكون مثل عرض الجمعة |
| Ama kumar sorunun, iş gibi önemli şeylere odaklanmanı engelliyordu. | Open Subtitles | لكنها شتتت تركيزك عن أمور أهم مثل العمل |
| Benimle sevişmenin iş gibi bir şey olduğunu söyleyen sendin. | Open Subtitles | أنت من قلت ان الجنس معي مثل العمل |
| Fırsatların birçok insan tarafından kaçırıldığını çünkü ayrıntılarla süslendiğini ve fırsattan çok iş gibi göründüklerini söylemişti. | Open Subtitles | قالت: "تم تضييع الفرصة من قبل معظم الناس "لأنها ترتدي بدلة وتبدو كثيراً مثل العمل |
| İş gibi, hobi ya da spor gibi. | Open Subtitles | " أشياء مثل " العمل " و " الرياضة |
| İş gibi değildi sanki. | Open Subtitles | لا يبدو الأمر مثل العمل |