| İnsanlar fare gibi buraya sıkışmıştı. | Open Subtitles | كنت أسفل القسم التاسع منذ ضرب الأعصار الناس محصورون هناك مثل الفئران |
| Hayır yapamam. Rozetimi gösterdiğim an, fare gibi kaçışırlar. | Open Subtitles | لا، لا أستطيع، بمجرد التلويح بشارتي سيفروا هرباً مثل الفئران |
| Başlarda fare gibi küçük kemirgenleri avlamayı öğrenirler ve erişkin olduktan sonra diğer yetişkin kurtlarla grup oluştururlar. | Open Subtitles | يتعلمون في البداية كيفية ملاحقة حيوانات صغيرة مثل الفئران و من ثم يشكلون فريق مع الذئاب البالغة عندما ينمون. |
| Şu an, birçok çalışma insan hastalıklarının fareler gibi hayvansal modellerinde yapılan uygulamalarla yürüyor, | TED | الكثير من الاختبارات حاليا يتم تطبيقها على نماذج حيوانية مثل الفئران. |
| fareler gibi zıbarmalı! Zehirden daha kötü bişeyle! | Open Subtitles | يجب ان تموتو مثل الفئران بشئ اخر غير السم |
| Harika, korkak sıçanlar gibi gizli hareket ediyoruz. | Open Subtitles | عظيم.. نزحف علي بطوننا مثل الفئران الجبانة |
| Lağımdaki bir sıçan gibi, kuyu aracığıyla gelmişler. | Open Subtitles | مثل الفئران في المجاري، أنها جاءت من خلال البئر. |
| Çünkü o yatak yayları peynir fabrikasına düşmüş fare gibi ses çıkartacak, değil mi? | Open Subtitles | لأن ملاءات الأســرة تلك ستَصِــرُّ مثل الفئران في مصنــع للجبن ، هل أنــا محق ؟ |
| Kendi tasarladığı labirentte kaçan bir fare gibi. | Open Subtitles | مثل الفئران في متاهة من ابتكاره. |
| Adamları, zehirlenmiş fare gibi oynatmış. | Open Subtitles | وجعلوهم يرقصون مثل الفئران المُسممة |
| Adamları, zehirlenmiş fare gibi oynatmış. | Open Subtitles | وجعلوهم يرقصون مثل الفئران المُسممة |
| fare gibi yaşamayı bu kadar çabuk öğrenmemiz harika. | Open Subtitles | من المدهش كيف تعلمنا العيش مثل الفئران |
| fare gibi ürüyorsunuz. | Open Subtitles | .إنّكم تتكاثرون مثل الفئران |
| fare gibi. | Open Subtitles | مثل الفئران |
| Bu çete de böyle ...fareler gibi | Open Subtitles | وبهذه الطريقة تكون جماعة الدرجات البخارية مثل الفئران |
| Evet, şimdi öldü. Tıpkı lanet fareler gibi. | Open Subtitles | حسناً ، لقد مات الآن إنهم مثل الفئران اللعينة |
| Ürkütücü küçük ellerini ve canavar fareler gibi hızla sürünmelerini çok severim. | Open Subtitles | أحب أياديهم الصغيرة المخيفة, والطريقة التي يزحفون بها مثل الفئران المتوحشة, |
| İnsanlar karanlıklarda fareler gibi yaşadı saklandı, aç bilaç kaldı ya da çok daha kötüsü yok edilmek için yakalanıp kamplara konuldu. | Open Subtitles | عاشوا الناس مثل الفئران في الظل، يختبئون، يتضورون جوعاً، أو الأسوأ من ذلك تم أسرهم ووضعهم في مخيمات للإبادة |
| Ne diyorsun yani, fareler gibi kapana mı kısıldık? Hayır. | Open Subtitles | اتعني اننا مثل الفئران في المصيدة |
| fareler gibi kapana kısıIdık. | Open Subtitles | نحن محبوسين مثل الفئران. |
| Biz de sadece hayatta kalmaya çalışıyoruz, sıçanlar gibi. | Open Subtitles | نحن الوحيدين الناجون، تماماً مثل الفئران. |
| Mahzendeki sıçanlar gibi kapana kısılmış ve aç hâldeler. | Open Subtitles | وهم محاصرون ,وجياع مثل الفئران في قبو |
| Tıpkı korkmuş bir sıçan gibi. | Open Subtitles | ينطلق للأمام مثل الفئران المذعورة |