| Adanın kötü tarafında küçük bir peri atı gibi hoplayıp zıplayarak canın ne isterse yapabilirsin. | Open Subtitles | هذا الجانب السيئ حيث يمكنك أن تقفز وتوثب حوله مثل حصان سحري وتفعل ما يحلو لك طوال اليوم وهذا |
| Omurgası 100 mil boyunca uzanan volkanlardan oluşan dev bir deniz atı gibi. | Open Subtitles | هي شكّلت مثل حصان بحر عملاق، تقريبا بطول 100 ميل مع عمود فقري من البراكين |
| Senin DNA'n ona o kadar benziyor ki organizma tereddütsüz kabul ediyor, ama senin bağışıklık faktörlerin ona içten saldırıyor, tıpkı bir Truva atı gibi. | Open Subtitles | حامضك النووي مشابه جداً إنه مقبول من قبل الكائن لكن عواملك المناعية تهاجمه من الداخل مثل حصان طروادة |
| -Orası kötü taraf, sen atlayıp zıpla, minik büyülü at gibi davran. | Open Subtitles | هذا الجانب السيئ حيث يمكنك أن تقفز وتوثب حوله مثل حصان سحري |
| Vücudu tıpkı at gibi kıllarla kaplıydı. | Open Subtitles | كان عندها شعر على ها يعطي شكلا مثل حصان. |
| Şimdi, iyi motor, iyi at gibidir. | Open Subtitles | الان ، دراجة جيدة مثل حصان ممتاز |
| Çok fazla kafein aldım, şimdiyse yarış atı gibi çişim geliyor. | Open Subtitles | شربتُ الكثير من القهوة و الآن على أن أبول مثل حصان سباق |
| Midem bozuldu artık hem yarış atı gibi çişim geldi. | Open Subtitles | امعائي تعفنت ويجب علي ان اتبول مثل حصان السباق |
| Şey gibi bir Truva atı gibi, bu Pretoryalılar. | Open Subtitles | إنها مثل حصان طروادة , هذا الشيء، الـ "بريتوريانز ". |
| Bana daha çok deniz atı gibi geldi. | Open Subtitles | في الواقع، يبدو مثل حصان البحر. |
| Yarış atı gibi iki saatte bir işerim. | Open Subtitles | إسكر مثل حصان سباق كلّ ساعتان |
| Yarış atı gibi işeyesim geldi. | Open Subtitles | عليّ أن أتبول مثل حصان السباق |
| General çayırdaki bir savaş atı gibi. | Open Subtitles | أنه مثل حصان حرب في الأسطبل |
| Truva atı gibi. | Open Subtitles | مثل حصان طروادة. |
| Bir Truva atı gibi. Benim fikrimdi Trina. | Open Subtitles | مثل حصان الطروادة (هذه فكرتي، (ترينا |
| Bir Truva atı gibi. Benim fikrimdi Trina. | Open Subtitles | مثل حصان الطروادة (هذه فكرتي، (ترينا |
| İskender'in atı gibi. | Open Subtitles | مثل حصان "الإسكندر". |
| Geriye kalan her şey bir hayal, boyanmış tahta bir at gibi. | Open Subtitles | و كل شيء آخر بدا و كأنه وهم مثل حصان مصنوع من الخشب |
| Kimsenin fırçalamadığı eski bir at gibi. | Open Subtitles | إنهم مثل حصان عجوز لا أحد يفرشه بعد الآن |
| Aziz Patrick gününde beyin sarsıntısı geçirmiş birisi ayağı kırık at gibidir. | Open Subtitles | "شخص لديه إرتجاج في يوم "القديس باتريك مثل حصان بساق مكسورة |
| Orası at gibidir. | Open Subtitles | -لقد كان مثل حصان السبلق |