| Sağ kalma oyunu gibi, v ey a işkence oyunu. | Open Subtitles | انها مثل لعبة البقاء حيا او لعبة التعذيب |
| Ashlee,buraya eğilmen gerekiyor zıplayan kurbağa oyunu gibi tamam mı? | Open Subtitles | اريديك ان تنحني هنا مثل لعبة قفزة الضفدع.. حسنا. |
| Büyük bir video oyunu gibi. | Open Subtitles | انها مثل لعبة الفيديو نعم , ومعنا عجلة القيادة |
| Yatak odasında mı, yoksa 'Zindan ve Ejdarha' oyunundaki gibi mi? | Open Subtitles | مثل لعبة " غرفة النوم " أم لعبة " الملاجئ و التناين " ؟ |
| Savaş senin yeninden başlatıp tekrardan oynayacağın bir oyun değildir! | Open Subtitles | أن الحرب الحقيقية ليست مثل لعبة فلا يمكنك فيها أن تضغط زر أعادة البدء |
| - psikopat olan biri - kesinlikle not aklıma geldi çok yalan oyunu gibiydi üniversiteye gidince de ortaya çıkmadı sonra notu başkası yazmıştır diye düşündüm ama kim Emma'nın | Open Subtitles | لا بد بأنه نوع ما أمر نفسي - بالضبط - لكني كنت أدقق على الرساله لقد كانت بشكل كبير مثل لعبة الكذب |
| Bu silah çocuk oyuncağı kadar zararsız. | Open Subtitles | هذا السلاح غير مؤذ.. مثل لعبة طفل |
| Bizden önce düşünüyor, hamlelerimizi tahmin ediyor, aynı bir satranç oyunu gibi. | Open Subtitles | إنه يستبق تحركاتنا مثل لعبة الشطرنج |
| Hız 40 kilometre, çapraz kontrol. Video oyunu gibi. | Open Subtitles | بسرعة 80 عقدة مثل لعبة فيديو ,صحيح؟ |
| Ama eğer kızımın kalbini kıracak olursan bir grup çete üyesinin seni ayaklar altına alması götünden sikilmenin yanında çocuk oyunu gibi kalır. | Open Subtitles | ...لكن إذا فطرت قلب إبنتي كونك دُهِستَ بواسطة عصابة سيبدو مثل لعبة اطفال مقارنة بعصا إغتصاب المؤخرة |
| Anlaşılıyor ki, Hayat oyunu gibi birkaç basit kural içeren bir şeyin, karmaşık özellikler yaratması mümkündür. | Open Subtitles | من الممكن تصوّر شيء " مثل : "لعبة الحياة بعدد من القوانين البسيطة فقط يمكن أن تنتج خصائص معقدة جداً |
| Uyanık sadece bir strateji oyunu gibi görünüyor ama aslında olası terörist tehditlerini öngörmek için imkân dahilinde geliştirdiğiniz en iyi teknolojimizdir. | Open Subtitles | اليقظة تبدو مثل لعبة إستراتيجية على الأنترنت و لكن في الحقيقة إنها على الأرجح أكثر تكنولوجيا تقدما لدينا للتنبؤ بالهجمات الإرهابية |
| - Tıpkı bardak oyunu gibi. - Aynen, bardak oyunu gibi. | Open Subtitles | نعم مثل لعبة القصف - " تماماً كلعبة "حيلة البطاقات الثلاث - |
| Tedward, bu aynı hacky sack oyunu gibi, tamam mı? | Open Subtitles | تدوارد، هذا مثل لعبة هاكي ساك، حسنا؟ |
| - Kart oyunu gibi blöf yapıyorlar. | Open Subtitles | - إنهم يتلاعبون، مثل لعبة الورق |
| Balık havuzu oyunundaki gibi onları avlamanı bekleyen bir sürü garson var. | Open Subtitles | ممتلئة بالنادلات المثيرات المكنوزات مثل لعبة لصيد السمك مجهزة من أجل أن تذهب... |
| Evet, biliyorum. "Mario Kart" oyunundaki gibi işte. | Open Subtitles | أجل، أعرف، مثل لعبة "ماريو كارت". |
| Çünkü birbirimizi tanımıyoruz bile Yani 'Mad Libs' oyunundaki gibi boşlukları doldurmak zorundayım. | Open Subtitles | لذا عليّ ملأ الفراغات مثل لعبة (ماد ليبز) للكلمات. |
| Onun gibi 5'e 5 birlikte çalıştığın ve birbirinin gücünden yararlanıp sinerji yarattığın bir oyun. | Open Subtitles | تماما مثل لعبة 5 في 5 حيث لديك نوع من العمل معا والاستفادة من نقاط القوة لدى الاخر و تضافر كل شيء معا. |
| Sanki taş, kağıt ve sapık oyunu gibiydi. | Open Subtitles | هذه كانت مثل لعبة "حجر ، ورقة ، منحرف." |
| Tabii canım, ne de olsa hiçbir şey bir Star Wars oyuncağı kadar "Sevgililer Günün kutlu olsun" diyemez. | Open Subtitles | نعم، لأنّ لا شيء يقول "عيد حبّ سعيد" مثل لعبة "حرب النجوم". انتظر. |
| Küçük oyuncaklar gibi. Onlar gibi giydirmişler de. | Open Subtitles | مثل لعبة الباربي وانت ترتدي هذ الملابس |