| Aksine Çok ilginç buldum. | Open Subtitles | على العكس أنا أجد هذا المكان مثير للأهتمام |
| Bence bu Çok ilginç bir konu. | Open Subtitles | إنها أمراً مثير للأهتمام لي لأنني أعمل في محل للبيع المكياج |
| Journal American'da ilginç bir şey okudum. | Open Subtitles | رأيت شيء مثير للأهتمام في جريدة الجورنال الامريكية |
| " Onlar iyi film çekecekler İlgi çekici birçok görüntü". | Open Subtitles | سيشتروا أى فيلم جيد لذا صور أى شئ مثير للأهتمام |
| Maalesef aradığımı bulamadım ancak ilgi çekici başka şeyler buldum. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لم أجد ما كنت أبحث عنه، لكنّي وجدت شيء آخر مثير للأهتمام |
| Nano vakum tüpleri yapıyoruz. İlginçmiş. | Open Subtitles | نحن نعمل على الأنبوب المفرغ بالنانو ذلك مثير للأهتمام |
| Bu Çok ilginç. Anlattığın için sağol. | Open Subtitles | حسنا, هذا مثير للأهتمام شكرا على إخبارك لى |
| Bunlar Çok ilginç şeyler ama, elle tutulur bir kanıtınız var mı? | Open Subtitles | ذلك مثير للأهتمام لكن هل لديك دليل مادى؟ |
| Çünkü daha iyisini hak ettiğini düşünüyorsun boktan bir iş için Çok ilginç biri olduğunu sanıyorsun. | Open Subtitles | لأنك تعتقد انك تستحق افضل تعتقد انك شخص مثير للأهتمام لتحصل على وظيفة سيئه |
| İşte bu Çok ilginç çünkü setteyken ekibin çoğunun koşu ayakkabısı giydiğini fark etmiştim. | Open Subtitles | حسناً , هذا مثير للأهتمام , لانة عندما كنت فى مكان التجهيز لاحظت ان معظم الطاقم يرتدون احذية ركض |
| Bu nano vakum tüpü fikriniz Çok ilginç. | Open Subtitles | هذا الأنبوب المفرغ بالنانو حقا مثير للأهتمام |
| Burada zaman bol. Sen de Çok ilginç sayılmazsın. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الوقت هنا وأنت لست مثير للأهتمام |
| Şimdi işler daha ilginç bir hâl aldı işte. Bir tabure çekeyim. | Open Subtitles | هذا أصبح مثير للأهتمام أكثر أنا سأضبط الجلسة |
| Daha az önce "ilginç bir çift olmuşsunuz" dedi. | Open Subtitles | لقد أخبرنا للتو بأننا ثنائي مثير للأهتمام |
| İnternet ağı için ilginç bir gün. | Open Subtitles | يوم مثير للأهتمام في شبكة الويب العالمية. |
| Araştırman için ilginç bir şey olabileceğini düşündüm. Dün gece yaşandı... | Open Subtitles | أعتقد أنك ستجد هذا مثير للأهتمام حدث الليلة الماضية |
| Bayan Portillo öneriniz çok ilgi çekici. | Open Subtitles | حسنا الأنسة بروتيو عرضك مثير للأهتمام |
| Nihayet ilgi çekici bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | وأخيرا يحدث شيئا ما مثير للأهتمام |
| İlgi çekici ama önemsiz bir şey. | Open Subtitles | مثير للأهتمام لكنه عديم الأهمية. |
| İlginçmiş. Nereye gidiyoruz? | Open Subtitles | ذلك مثير للأهتمام إلى أينَ سنذهب؟ |