| İşinizi sürdürmenizi, eşitlik için savaşınızı sürdürmenizi, onu geliştirmenizi, hep yeni alanlar bulmanızı, yeni yollar bulmaya çalışmanızı ne sağlıyor? | TED | ما الذي يدفعك لمواصلة العمل، ومواصلة الكفاح من أجل المساواة، نشرها، واكتشاف مجالات جديدة وإيجاد طرق جديدةٍ؟ |
| Belki de sadece birikti. Birbirini etkileyen alanlar gibi. | Open Subtitles | ربما مجرد بعض المجالات المتراكمة التى تؤثر على مجالات أخري |
| Hatta karşılaştırmalı din ve karşılaştırmalı edebiyat gibi araştırma alanları bile vardır. | TED | بل ان هناك مجالات للبحث فهناك المقارنة بين الأديان و المقارنة بين المؤلفات |
| Oysa 20. yüzyılda geliştirdiğimiz bazı zihinsel alışkanlıkların beklenmedik başka alanlarda da getirisi oldu. | TED | بعض من عادات العقل التي قمنا بتطويرها على مدى القرن العشرين وقد آتت أكلها في مجالات غير متوقعة. |
| Bunu yapmak için, bu demokrasilerin bilgi alanlarını sızdırmanız gerekecektir. | TED | لفعل ذلك، ستحتاج إلى التسلل إلى مجالات المعلومات لهذه الديموقراطيات. |
| Son olarak, aşı ve tanılarda bir çok Ar-Ge alanında gelişmelere ihtiyacımız var | TED | وأخيراً، نحن بحاجة إلى البحث المعمق في مجالات اللقاحات ووسائل التشخيص. |
| Ve devlet otoritesi, bildiğimiz gibi, daha başka alanlara da hükmediyor mesela tek çocuk politikası gibi. | TED | والحكومة تمد سلطتها الى مجالات عدة نحن نعرف بعضها مثل سياسة انجاب طفل واحد فحسب |
| Magnetarlar pulsarlardan daha da tuhaftırlar ve de inanılmaz derecede güçlü manyetik alanlar üretirler. | Open Subtitles | النجوم المغناطيسية أغرب من النابضة وتولّد مجالات مغناطيسية قويّة |
| Galaksiler içinde küçük manyetik alanlar da var. | Open Subtitles | تتواجد مجالات مغناطيسية أصغر داخل المجرّات |
| Ancak erkekler ve kadınlara ait ayrı alanlar söz konusudur. | Open Subtitles | لكن الرجال والنساء موجودين في مجالات منفصلة |
| Ve güç alanları oluşturun. | Open Subtitles | وأنشيء مجالات قوى حالما يدلفوا للداخل. أجل، سيدي. |
| Hızlanma, 67000G. Anti-yerçekimi alanları dayanıyor. | Open Subtitles | العجلة, 67 ألف مجالات مساعد القبطان تتحمَّل |
| - Bak, onun da uzmanlık alanları var. | Open Subtitles | نظرة، وقالت انها حصلت مجالات لها الخبرات. |
| Problem, bir çoğumuzun performansını ölçmek için kronometrenin olmadığı alanlarda çalışıyor olması. | TED | والمشكلة في ذلك هي أن معظمنا يعمل في مجالات ليس لدينا فيها كرونومتر لقياس أدائنا |
| Fakat en zor siyasi alanlarda bile yeniliklerimiz var. | TED | و لكن حتى مجالات الإسترتيجيات الصعبة، لنا فيها إبتكارات. |
| Ama sonra bu şirketin, çok rekabetçi ve zorlu sektörlerde rekabette galip çıktığı alanlarda muhteşemlikler ürettiğini gördüm. | TED | لكن بعد ذلك رأيتُ أن هذه الشركة كانت تنتجُ مكامن تميز، مجالات حيث يتغلبون على المنافسة في قطاعات تنافسية قاسية جدًا. |
| Öğrencinin şüpheli alanlarını belirleyip özel durumlarını irdelemek için derine dalacaksınız. | Open Subtitles | ستتعرفون لمواقع تمركزهم أو مجالات إهتمامهم وستتوغلون بعمق بالوقائع الخاصة بقضاياهم |
| İlk olarak Sayın Başkan, emniyette kadınların katılım alanlarını genişletmeyi düşünüyor. | Open Subtitles | حسناً,أولاً يريد سيادتة توسيع مجالات مشاركة المرأة في قوة الشرطة |
| Güç alanlarını yükseltin! | Open Subtitles | الرؤية على الشاشة ،فالتستعد مجالات القوة والإنحرافات، الآن |
| Bilginin birçok alanında, ağaçlardan ağlara doğru geçişi görebiliriz. | TED | ويمكننا أن نرى هذا التحول من الأشجار إلى الشبكات في كثير من مجالات المعرفة. |
| Bazen, aslında kullanılmayan çok farklı alanlara raporlarlar. | TED | أحيانًا تُستعمل في مجالات متعددة لدرجة أنك لا تستطيع تحديد من يستخدمها بالضبط. |
| Bugün hayatınızın hangi alanlarına odaklanmak istersiniz? | Open Subtitles | ما هي مجالات الحياة التي تريدان التركيز عليها اليوم؟ |
| Hayat kurtarıcı tıp alanlarının kaçında, örneğin kanser ve felç gibi, kadınlar ve erkekler arasında kullandığımız önemli farklılıklar var? | TED | في كمْ من مجالات الطب المنقذة للحياة، مثل السرطان والسكتة الدماغية، هل هناك فروقات هامة بين الرجال والنساء يمكننا الاستفادة منها؟ |
| Hükümetin diğer alanlardaki çabalarına baktığımızda, kamunun ihtiyaçlarını dinlediğimizde, modern araçlarla tanıştırdığımızda fırsatı görürüz. | TED | عندما ننظر إلى الجهود المبذولة في مجالات حكومية أخرى، يمكننا أن نستغل الفرصة السانحة عندما نستمع إلى احتياجات الناس ونلبي احتياجاتهم بالأجهزة الحديثة. |