"مجبرا على" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorunda
        
    Sana söyledim, bu gece gelmek zorunda değildin. Başından çok şey geçti. Open Subtitles أخبرتك أنك لست مجبرا على المجيء الليلة لقد واجهت العديد من المحن
    Polis, kuzeye giden yolu kapattı. Hedef, sola dönmek zorunda kalacak. Open Subtitles الشرطة أغلقت الطريق من الشمال الهدف سيكون مجبرا على الإلتفاف يسارا
    Ancak kanunlara uymak ile kendinizi ve ailenizi beslemek arasında seçim yapmak zorunda kalırsanız işi yine de yapacaksınız ve riski alacaksınız. TED لكن إذا كنت مجبرا على الاختيار ما بين إطاعة القوانين وإطعام نفسك أو عائلتك، ستقوم بالعمل على أي حال، وستجازف.
    On dört yıl önce 2,5'a 3 metrelik bir hücreye bağlanmak zorunda kaldım... ve şimdi de sen bağlılık göstermek zorunda kalacaksın. Open Subtitles فأربعة عشرعاما مضت كنت مجبرا على أن أكون ملتزما بزنزانة صغيرة والأن سوف تجبر أنت أيضا على الإلتزام
    83 kez duyulmamıştır bu olmaz bir şeyi 83 kez yazmak zorunda kalmamalısınız Open Subtitles لست مجبرا على كتابة شئ ثمان وثلاثون مرة من الواضح أنهم لا يريدوا وضع هذا الشيء على الهواء
    Kendimi size açıklamak zorunda değilim, Doktor ve sizin desteğinize ihtiyacım yok. Open Subtitles لست مجبرا على أن أوضح لك ما أفعل و لا أحتاج لتعاونك معى
    Bazı zamanlar gerçekten ortalığı yaktığın için birkaç adım uzakta durmak zorunda kalıyorum. Open Subtitles كان هناك وقت عندما كنت مجبرا على الوقوف بعيدا لأنك حارّ جداً بشكل حرفي.
    Ve bütün gün iki tane garip tiple yolculuk etmek zorunda kaldım. Open Subtitles انا مجبرا على السفر مع هذان الفلاحين طوال اليوم
    zorunda değilsin. Bakıp doğru olanı yapmalısın. Open Subtitles لست مجبرا على قوله لقد نظرت للأعلى ولليمين
    O zamandan beri maskenin ardına saklanmak zorunda bırakıldım. Open Subtitles وكنت مجبرا على الإختباء وراء القناع منذ ذلك الحين
    Kutuyu açsaydım ve içinden kanıt çıksaydı etik olarak savcılıkla paylaşmak zorunda kalacaktım. Open Subtitles لو فتحت هذا الصندوق و وجدت دليل من الناحية الأخلاقية سأكون مجبرا على مشاركته مع النيابة
    Burada çalışmak için köyü terk etmek zorunda kaldım. Open Subtitles العمل هنا، أجد نفسي مجبرا على مغادرة القرية.
    Senin arkadaşın gibi davranmak zorunda kaldığım için kendimden iğreniyorum. Open Subtitles -وقد كنت مجبرا على الادعاء بأني صديق لك.
    Potansiyel sorunu belirtmek zorunda değilsiniz sadece insan sağlığı etkileri deyin. Open Subtitles لست مجبرا على تحديد ماذا تكون المشكلة المحتملة مجرد تعبير حاجات الإنسان الصحية. أي انتقاد لشركة "مونسانتو" أو منتجاتها
    - Stanley, cevap vermek zorunda değilsin. Open Subtitles - ستانلي لست مجبرا على الإجابة - ستانلي؟
    Sorun değil. Bana söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles لا بأس ، لست مجبرا على الإجابة
    Bekle, Lucas, gitmek zorunda değilsin. Open Subtitles لا انتظر لوكاس لست مجبرا على الرحيل
    Ona gitmek zorunda olmadığını söyle. Open Subtitles اخبريه بانه ليس مجبرا على الرحيل
    O zaman mikrofon takmak zorunda kalmam. Open Subtitles هكذا لست مجبرا على حمل جهاز التنصت.
    Bunu yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لست مجبرا على فعل ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more