"مجرد الجلوس" - Translation from Arabic to Turkish

    • oturup
        
    • otur
        
    Hayatının çoğunu düşünmeden yaşayınca burada oturup sadece düşünmek çok zor geliyor. Open Subtitles مجرد الجلوس هنا والتفكير, شئ رهيب فى حين انك قضيت معظم حياتك بدون تفكير
    Siz çocuklar yarışa başlayacakmısınız yoksa oturup boyanın kurumasını mı bekleyeceksiniz? Open Subtitles ايها الفتيان ستعملون فى بدء هذا الشيء أو مجرد الجلوس هناك والانتظار لهذا الطلاء حتى يجف؟
    Şarkı söylemek zorunda olmadan, oturup diğerlerini eleştirebilir miyim? Open Subtitles لذلك أنا لم يكن لديك في الغناء، وأستطيع أن مجرد الجلوس هناك، وإصدار الحكم على الآخرين؟
    Hastalık izni ile dairemde oturup duramam Open Subtitles أنا لا يمكن أن مجرد الجلوس في شقتي في إجازة مرضية.
    Yani, evde otur diye sana para mı ödeyecekler? Open Subtitles هل تعني، فهي الأجور ستعمل لك مجرد الجلوس حول المنزل؟
    İsteyen oturup alıştırma kitabını okur isteyen oyun oynar. Open Subtitles أنظروا , بأمكانكم مجرد الجلوس بمقاعدكم أو باستطاعتكم المشاركة باللعبة على كل الأحوال انتم هنا حتى يقرع الجرس
    oturup bütün sorunlari hakkinda sizlanmak? Open Subtitles مجرد الجلوس هنا و التذمّر بشأن كل مشاكلهم؟
    Her seferinde öyle takıntılı halde oturup bekleyemem ya. Open Subtitles لااستطيع مجرد الجلوس في الارجاء واهلوس بكل النتائج المحتملة
    Sadece orada oturup konuğunun yalanlarını seyircine yedirmesine müsaade edemezsin. Open Subtitles لا يمكنك مجرد الجلوس هناك وتكونين وسيطا لأي نوع من الهراء يقوم الضيف بنشره إلى مشاهديك.
    Sadece burada karanlıkta oturup televizyonunu seyret. Open Subtitles مجرد الجلوس هنا وحدها في الظلام ومشاهدة التلفزيون.
    6. Bar sandalyesinde oturup Jo Jones'un sahnede yaptığı gibi kafamda davul çalmaya çalışıyordum. Open Subtitles ست سنين انا اتذكر مجرد الجلوس على المقعد البار
    Boş boş oturup bol bol televizyon seyretmekten yoruldum. Open Subtitles ,سئمت من مجرد الجلوس أشاهد التلفزيون كثير, أتعلم؟
    Öylece oturup, birilerinin olayları düzelteceğini umarlar. Open Subtitles أنها مجرد الجلوس حولها، على أمل أن شخص سوف يصلاح الأمور
    Onunla kalmak istedim, ama öylece oturup hiç bir şey yapmadan duramam. Open Subtitles أردت، اه، والبقاء معها، لكن، كما تعلمون، لا أستطيع مجرد الجلوس والقيام بأي شيء.
    Tamam, burada oturup sessiz duracağım ve, Open Subtitles الجميلة، وأنا مجرد الجلوس هناك الطبخ في صمت،
    Ve bu süpürge, sen oturup rahatlarken etrafı temizliyor. Open Subtitles وهذا مكنسة، تنظيف بالنسبة لك حين كنت مجرد الجلوس والاسترخاء.
    Artık burada sadece oturup duramam. Open Subtitles أنا لا يمكن أن مجرد الجلوس هنا بعد الآن.
    Bakın, burada oturup beklersek, birisi bizi fark edecektir. Open Subtitles نظرة، واذا كنا مجرد الجلوس وينتظر بها، وأنا واثق من أن شخص ما هو إشعار ستعمل.
    - Sen de benimkine otur. Open Subtitles دارلينج، أنت في مكاني. مجرد الجلوس في المنجم.
    Sen otur da rahatla. otur bekle de malımı bulayım. Tamam mı? Open Subtitles وأنت مجرد البقاء، والاسترخاء، مجرد الجلوس واسمحوا لي أن أجد القرف بلدي، حسنا؟
    otur da benimle konuş. Open Subtitles مجرد الجلوس. كلمني وحسب. لورين:

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more