| Karınızın zihninde varolan saf bir hayal, bir hayalet olarak... bir şey yaptığımı söylemem mümkün değil. | Open Subtitles | مجرد تلفيق, مجرد شبح موجود فى عقل زوجتك من الصعب ان اقول ما هو عملى هنا |
| Ayrıca, muhtemelen yalnızca bir hayalet, ya da her neyse. | Open Subtitles | وعلاوة على ذلك، فمن المحتمل أنه مجرد شبح ، أو أيا كان |
| O baş belası bir hayalet olabilir veya gençlere özgü karşı koyma eğilimden saplanmış kalmış olabilir. | Open Subtitles | إنها قد تكون مجرد شبح مزعج أو انها عالقة في جموح المراهقه |
| Yürüyor, yemek yiyor, denizde yüzüyordum ama hayalet gibiydim. | Open Subtitles | -كنت امشى واكل واسبح فى البحر -ولكننى مع ذلك كنت مجرد شبح |
| Sen Sparta'ya gelmeden önce hayalet gibiydim. | Open Subtitles | -قبل ان تاتى الى اسبرطة كنت مجرد شبح |
| Gün geçtikçe, bir zamanlar güzel bir kadın olan annem kar fırtınasında boş boş gezen bir hayalet haline gelmişti. | Open Subtitles | وتتذكر كم كانت امرأة جميلة وأصبحت مجرد شبح يطوف في عاصفة ثلجية |
| Ben sadece, bir hayalet için uzun bir yol olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن المسافة بعيده من أجل مجرد شبح |
| O bir hayalet köpek, tamam mı? Muhtemelen öbür dünyadan gelen bir görüntü. | Open Subtitles | إنه مجرد شبح كلب لعله طيف ما ورائي |
| O kutsal bir hayalet değildi, sıradan bir hayaletti. | Open Subtitles | لا, إنَّه ليس " الشبح المقدس " وإنَّما مجرد شبح |
| İlk başta aç bir hayalet olduğunu sandım. | Open Subtitles | في البداية، ظننت أنه مجرد شبح جائع. |
| bir hayalet gibi hissettiğini söylemişti. | Open Subtitles | أنه يشعر بأنه مجرد شبح |
| Sadece, rastgele bir hayalet. | Open Subtitles | -نعم ، مجرد شبح عشوائي |
| O sadece bir hayalet. | Open Subtitles | إنها مجرد شبح |