| Onun gibi yaşlı bir fahişe, bunu demek istedin değil mi? | Open Subtitles | مجرد عاهرة عجوز مثلها , هذا ما كنت تعنينه أليس هذا صحيحاً ؟ |
| Selby, o sadece bildiğimiz sıradan bir fahişe. | Open Subtitles | شاذة جنسيا إنها مجرد عاهرة عجوز إنها تستغلك فقط |
| - Onu yok say. - O sadece yaşlı ve üzgün bir fahişe. - Pardon? | Open Subtitles | هي مجرد عاهرة بائسة كبيرة في السن عفوا ؟ |
| Pejmürde tişörtlerle gelip, erkek arkadaşınla ilişkiye girip çekip gidecek bir fahişe değilim ben. | Open Subtitles | أنا لست مجرد عاهرة تأتي للزيارة بقميص فاضح تحظى بمداعبة مع صديقكِ ثمّ ترحل إذا كنّا سنفعل ذلك |
| Ve neredeyse tüm kadınlar onun bir fahişe olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | وبالنسبة لأغلب النساء هي مجرد عاهرة رخيصة |
| Buraya gelen herkese, 2R'de oturan Rossi'nin... bir fahişe olduğunu söyleyeceğim! | Open Subtitles | سأخبر جميع من يسكن هنا ... ... بأنِك لستِ إلا مجرد عاهرة |
| Buraya gelen herkese, 2R'de oturan Rossi'nin... bir fahişe olduğunu söyleyeceğim! | Open Subtitles | سأخبر جميع من يسكن هنا ... ... بأنِك لستِ إلا مجرد عاهرة |
| O sıradan bir fahişe, seni kullanıyor. | Open Subtitles | إنها مجرد عاهرة عجوز إنها تستغلك فقط |
| Kız arkadaşım değil. Parayı basıp aldığım bir fahişe. | Open Subtitles | ليست صديقتي إنها مجرد عاهرة التقطتها |
| Kimsenin umurunda olmayan barbar bir fahişe için değil! | Open Subtitles | وليس مجرد عاهرة ما، من القوط تسلم نفسها بسهولة! |
| Hayır, hayır, hayır, hayır. O sadece bir fahişe. | Open Subtitles | كلا, كلا, كلا, كلا إنها مجرد عاهرة |
| Oh, sadece şişko bir fahişe o kadar. | Open Subtitles | إنها مجرد عاهرة سمينة |
| Herkes benim çatlak bir fahişe olduğumu bilir. | Open Subtitles | الجميع يعرفون أننى مجرد عاهرة |
| Bana sadece bir fahişe olduğumu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنني مجرد عاهرة |
| Kimsenin sevmediği zavallı bir fahişe yüzünden hem de. | Open Subtitles | مجرد... عاهرة فقيرة لم يحبها أحد |