| Bunu Amerika'daki her yargıç kullanabilir, çünkü evrensel bir veri seti üzerine inşa edildi. | TED | و كل قاضي في الولايات المتحدة الأمريكية يمكنه استخدامه، لأنه تم إنشاءه بناء على مجموعة بيانات شاملة. |
| Son iki yılda, açık veri portalımıza şehir 1.000 veri seti sürdü ve bu oldukça harika. | TED | في السنتين الماضيتين نشرت المدينة 1000 مجموعة بيانات متاحة على بوابة إلكترونية مفتوحة، وهو شيء رائع جداً. |
| 1.100 veri seti mevcut ve bu sayı artıyor ve bu harika. Veriyi istediğiniz türde indirebilirsiniz, CSV, PDF veya Excel dosyası olabilir. | TED | حيث توجد 1100 مجموعة بيانات خالية من العيوب التي أخبرتكم بها مباشرة. وهذا الرقم بازدياد، وهذا شيء عظيم. |
| Bugünkü araştırmalardaki gelişmişlik seviyesini düşündüm, kendi düşüncemizi bir veri setinde ve bir problemde sınırlamaya meyilli olduğumuz yerde. | TED | فكرت في مثال رائع من الفن في بحث اليوم حيث نميل إلي الحد من تفكيرنا إلى مجموعة بيانات واحدة و مشكلة واحدة |
| Dünyanın her yerindeki bilimadamlarına ücretsiz olarak açık geniş bir veri bankası. | TED | إنها ببساطة عبارة عن مجموعة بيانات ضخمة والتي أصبحت متاحةً لأي عالمٍ من جميع أنحاء العالم مجاناً. |
| Küçük, çoğalan değişimlerle vatandaşlarımızın açık veriyi kurcalayıp şehrimizi daha iyileştirmek için tutku ve yetkinliklerini arttırabiliriz, bu tek seferde bir veri seti de olabilir, bir park yeri de olabilir. | TED | ومع بعض التغييرات التدريجية، يمكننا اطلاق شغف وقدرة المواطنيين لتسخير البيانات المفتوحة لجعل مدينتا أفضل، سواء كانت مجموعة بيانات واحدة، أو موقف سيارات وحيد. |
| Bitmek bilmeyen ne tür davaların olduğunu bilmek istediler ve bunu anlamak için bakılacak devasa bir veri seti vardı ancak ofislerinde bunu yapacak uzmanlıkları veya araçları yoktu. | TED | وقد أرادوا معرفة نوع القضايا التي تستغرق وقتأ أطول، وكان بحوزتهم مجموعة بيانات ضخمة لفحصها وفهمها، لكن تنقصهم الخبرة أو الأدوات بمكاتبهم للقيام بذلك. |
| Ön duruşma ile ilgili ABD'deki en büyük veri seti olan bu 1,5 milyon dava ile en önemli risk faktörünün hangisi olduğuna karar verebileceğimiz 900'den fazla risk faktörü olduğunu öğrenebildik. | TED | و بهذه الـ 1.5 مليون قضية، و هي أكبر مجموعة بيانات متعلقة بما قبل المحاكمات في الولايات المتحدة اليوم، لقد كنا قادرين بشكل رئيسي إيجاد أنه هناك أكثر من 900 عامل للخطورة استطعنا النظر فيه لمحاولة استنتاج الأمور الأكثر أهمية. |
| Gördüğünüz gibi, bu tamamen yeni bir veri kümesi olacak. | TED | ستكون مجموعة بيانات عالمية جديدة بالكامل |
| Bu kayıtlara sahip olduğumuzda yapmamız gereken şey onları küçük konuşma kırpıntılarına ayrıştırmaktır. Bir veya iki sesli kombinasyonlara. Bazen bir veri kümesini veya veritabanını doldurmaya başlayan tüm kelimeleri. | TED | وبمجرد الانتهاء من تلك التسجيلات، ما نحتاج إلى القيام به نقوم بتجزيء تلك التسجيلات إلى قصاصات صغيرة من الكلام، تركيبات صوتية مفردة أو مزدوجة، وأحيانًا كلمات بأكملها تبدأ في ملء مجموعة بيانات أو قاعدة بيانات. |