| Bölükteki birine karşı isimsiz bir cinsel taciz şikayetinde bulunduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أنّها قدّمت بلاغاً مجهولاً بتحرّش جنسي ضدّ شخصٍ في الفصيلة. |
| Çok varlıklıyım, şey isimsiz kalmak isteyen mütevazı biriyim sadece. | Open Subtitles | أنا فاحش الغناء شخصٌ متواضع, أرغب في أن أبقى مجهولاً... |
| Her şeyle ilgilenmesini, faturayı bana göndermesini ve adımı Gizli tutmasını söyledim. | Open Subtitles | قلت له أن يهتم بكل شيء ، أرسل لي الفاتورة ، حافظ على أسمي مجهولاً. |
| Her şeyle ilgilenmesini, faturayı bana göndermesini ve adımı Gizli tutmasını söyledim. | Open Subtitles | قلت له أن يهتم بكل شيء أرسل لي الفاتورة ، حافظ على أسمي مجهولاً |
| Cesetlerin sonra nereye götürüldüğü bugün bile bilinmiyor. | Open Subtitles | جرى أخذ الجثث بعدها الى مكان مايزال مجهولاً حتى اليوم |
| Bu bir anonim kaynağı oldu, bana Falcon üzerinde öne geçti. | Open Subtitles | لقد كان هذا مصدراً مجهولاً أعطاني دليل ليوصلنا إلى النسر |
| Öyleyse Ortak... artık meçhul biri olarak kalmak senin için epey zor olacak. | Open Subtitles | حسناً ، سيكون من الصعب للغاية بالنسبة لك البقاء مجهولاً الآن أيها القائد |
| Yerel polis banliyölerdeki bir alışveriş merkezinin arkasındaki arazide insan kalıntıları olduğunu söyleyen isimsiz bir arama almış. | Open Subtitles | تلقت الشرطة المحلية اتصالاً مجهولاً يقول بأن هناك بقايا بشرية في حقل خلف مركز للتسوق خارج المدينة في الضواحي |
| Hayır efendim. İsimsiz bir ihbar. | Open Subtitles | عندما قلتُ مجهولاً فهذا يعني أنّه ليس أنا |
| Çok çirkindi. İsimsiz bir nottu tabii. | Open Subtitles | لقد كانت مشينة جداً ومرسلها كان مجهولاً بالطبع |
| - Bu toplantının isimsiz bağımlılar için olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّه من المفترض أن يكون هذا مجهولاً. هو كذلك بالفعل. |
| Dün akşam bir beyefendi geldi ve adının Gizli kalması şartıyla masraflarınızı karşıladı. | Open Subtitles | رجل أتى ليلة البارحة و دفع كل فواتير المستشفى و أراد أن يبقى مجهولاً |
| Eğer ismimin Gizli kalacağını garanti edersen, şahitlik yapabilirim. | Open Subtitles | إذا تستطيعين ضمان بأنني سأبقى مجهولاً سأشهد. |
| meçhul kalmayı isteyen Gizli bir vatandaş tarafından yapılmış. | Open Subtitles | تمّ إجراء الإتّصال من قبل مُواطن عادي الذي يرغب في أن يظلّ مجهولاً. |
| Danny Bryce ve diğer ajanların akıbeti bilinmiyor ya da gizliliğini koruyor. | Open Subtitles | مصير داني برايز و الآخرين مازال مجهولاً أو غير معلن |
| Bunun yanında, salgının nedeni hala bilinmiyor. | Open Subtitles | وحتى هذه اللحظة، لا زال سبب تفشي المرض مجهولاً |
| Kimse bana anonim olup birkaç kişiye söyleme iznim olduğunu söylemedi. | Open Subtitles | لم يخبرني أحد أنني أستطيع أن أكون مجهولاً وأخبر الناس |
| Limanda çalışanların durumu hiç belli olmazdı. | Open Subtitles | لقد كان العمل لأحواض السفن عملاً مجهولاً |
| İsmini vermeyeceğim biri, ilgime sunduğu üzere başka masaya geçmek istiyor. | Open Subtitles | لقد إسترعى إنتباهي شخصاً والذي سيظل مجهولاً. يود تغيير مكتبه. |
| Yani, ben uzun zamandır Anonymous'um zaten. | Open Subtitles | أنا أعني , أنّي كنتُ مجهولاً لوقتٍ طويلٍ جدّا. |
| Ve bu önemli olayı vurgulamak için, adının açıklanmasını istemeyen çok cömert bir dost... ona bunu sunuyor. | Open Subtitles | وستحتفلين بهذة المناسبة لأن صديق كريمٌ جداً والذى تمنى ان يظّل مجهولاً اهداها هذا |
| Bir tanesi 3 hafta kadar kimliği belirsiz suda bulunmuş çürümüş bir cesetti. | Open Subtitles | إحداها متعلقة بجثة لشخص بقي مجهولاً طوال 3 أسابيع |
| Talihli, isminin açıklanmasını istememiş. | Open Subtitles | حسناً، الخبر يقول بأن الفائز أراد أن يبقى اسمه مجهولاً |
| Kökenleri ise bugüne dek belirsiz kalmıştır, bayanlar ve baylar. | Open Subtitles | أصله بقي مجهولاً حتى يومنا هذا، سيداتي سادتي |
| Kubbe niçin geldi ya da altında ne gibi gizemler yatıyor bilmiyoruz. | Open Subtitles | سبب وُجود القبّة هُنا أو الألغاز التي تُحيط بها ما زال مجهولاً. |