| Ufak bir konuşma yapmamız gerekiyor Kendra. İşimizin son parçası. | Open Subtitles | يجب علينا أجراء محادثة صغيرة كندرا |
| Chuck, bunlar malıma değil de silaha benzediği için seninle Ufak bir konuşma yapacağız anlaşılan. | Open Subtitles | علينا إجراء محادثة صغيرة يا (تشاك) لأن هذا يبدو مثل سلاح ولا شيء مثل مخدراتي. |
| Ufak bir konuşma yapmamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نجري محادثة صغيرة. |
| Harika, bakmaya geldiklerinde, onlarla da kısa bir sohbet ederim o zaman. | Open Subtitles | حسناً، جيد، عندما يأتيان من أجل الفحص، سأضطّر فقط لخوض محادثة صغيرة لطيفة معهما أيضاً. |
| Onlar gelmeden küçük bir sohbet yapacağımızı umuyorum. | Open Subtitles | كنت آمل أن نحصل على محادثة صغيرة قبل أن يأتوا |
| Bu yüzden çocuklarla kısa bir konuşma yaptım. | Open Subtitles | لذلك كان عندي محادثة صغيرة مع الأولاد |
| "Karakolda seninle kısa bir konuşma yapalım." | Open Subtitles | "سنجري محادثة صغيرة في مركز الشرطة" |
| Kardeşinle küçük bir konuşma yaptım. Senin programa katıldığından haberi yokmuş. | Open Subtitles | أجريتُ محادثة صغيرة مع أختك، تبيّن أنّها لا تعلم بأنّك منخرط بالبرنامج |
| Sanırım küçük bir konuşma yapmamızın zamanı geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لنعطي لأنفسنا محادثة صغيرة |
| Uzun bacaklı bir kadınla kısa bir sohbet ki FBI için çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | محادثة صغيرة من فتاةٍ ذاتَ سيقان طويلة وربما تعلمين حتى مع مكتب التحقيقات الفيدرالي |
| İki beyefendi arasında sakin bir sohbet. | Open Subtitles | محادثة صغيرة هادئة بين سادة مهذبين |
| Bu nedenle Figgins ile kısa bir konuşma yaptım. | Open Subtitles | (لذلك أجريت محادثة صغيرة مع (فيفنز |