| Neden Uther, çok sevdiği himayesini yavaş yavaş acı çekerek, korkunç bir şekilde ölmesine göz yumar? | Open Subtitles | لماذا يترك محبوبته الوصي عليها لتعاني من موت شنيع و بطئ |
| Bizde yolumuza gideriz, böylece bende bu arkadaşıma sevdiği kişiyi bulup onun için savaşma şansı verebilirim yani zamansız sonuca ulaşmadan önce. | Open Subtitles | لكي نمضي في طريقنا من اجل ايصال صديقي هذا ليحظى بفرصة اخيرة ليكون مع محبوبته |
| Gordon sevdiği Sudan'da yatıyor. | Open Subtitles | جوردون يرقد بسلام فى السودان محبوبته |
| Çünkü o, sevgilisinin böyle korkunç bir şey yaptığını görmektense kendini feda etmeyi tercih eder. | Open Subtitles | سيفضل أن يضحي بنفسه على أن يرى محبوبته ترتكب فعلة شنيعة كهذه |
| Ne olursa olsun, asla ama asla, sevgilisinin adını götüne kazıtmasın. | Open Subtitles | لا يجب عليه ابداً ، أبداً ، ابداً ان يقم بوشم أسم محبوبته على مؤخرته ابداً حسناً ، يجب أن أذهب أسف ، أسف |
| Her adımla, sevgilisinin şatosuna daha da yaklaşıyordu. | Open Subtitles | مع كل خطوة، يقترب أكثر إلى قلعة محبوبته |
| Sherlock, Moran'ın sevdiği kadını öldürdüğünü düşünüyordu. | Open Subtitles | اعتقد (شيرلوك) بأن (موران) هو من قتل محبوبته |
| Çünkü konu o çok sevdiği Chloe'si. | Open Subtitles | (لإنه يتعلق بأمر محبوبته (كلوي |