| Burada fena yanmış bir kart var. Kimlik tespiti yapılamıyor. | Open Subtitles | لديّ حبل قصير محترق بشدة هنا، لا يمكنني تحديد الهوية. |
| Bu yanmış,nasırlaşmış ten... ..sıcağa,soğuğa yıllara meydan okuyor.... | Open Subtitles | هذا الجلد, جلدك محترق, خشن يتحدى الحر, البرد, السنين |
| Şey, yanmış bir sırt çantası, çocuk ayakkabısı, ayrıca arka koltuk sağ taraftaki emniyet kemeri yok. | Open Subtitles | حسناً, كيس هواءي خلفي محترق متسلل بحجم ولد صغير بالإضافة إلى أن الجانب الأيمن قرب حزام الامان غير موجود |
| Çıldırmış bir atın üzerinde yanan bir ahıra doğru gitmek gibi. | Open Subtitles | هذا أشبه بركوب جواد مهووس صوب إسطبال محترق. |
| Bir adam sadece bir kamyon çarptı almak için yanan bir bina dışarı fırladı? | Open Subtitles | رجل خرج من مبنى محترق فقط كي يصاب بشاحنة ؟ |
| yanık olması gerçeğinden başka bir de ren geyiği idi. | Open Subtitles | عدا أن اللحم محترق و ذو طابع شمالي؟ |
| Ahır yanıyor! Hemen insanları kaleye gönderin! | Open Subtitles | أطلقْ أطلقْ إنّ الحصن محترق إحصلْ على عربات الماء, الآن |
| Ayrıca ceset etrafındaki yanmış çim parçalarını da istiyorum. | Open Subtitles | أريد أيضاً أية أنقاض او نبات محترق سطحياً تجده حوله |
| Gövdesi tamamen yanmış. | Open Subtitles | حسناَ قرص الصدفة محترق تماماَ لكن اللوحة الأم بشكل أعجوبة |
| Eğer eldivenleri yandıysa ve yüz maskesi eridiyse, vücudunun geri kalanının da yanmış olması gerekmez mi? | Open Subtitles | إن كان قفازه محترق ومقدمة وجهه ذائبه ألا يجب أن يكون باقي حسمه محترق ؟ |
| Ve yangın sonrası ikincil arama için gittiğimizde bir çocuk bulduk kötü halde yanmış olarak. | Open Subtitles | وعندما مضينا لنشرع البحث الثانوي عثرنا على طفل محترق بشده |
| Hard diskin yanmış ama şu an iş görür. Tamir ettim. | Open Subtitles | قرصك الصلب محترق, لكنه يعمل الآن أًصلحته. |
| Söylentiye göre yüzünün yarısı Vietnam'da yanmış. | Open Subtitles | من المفترض أن نصف وجهه محترق بعض الأصابات من حرب فيتنام |
| Havada, bir saat eski, yanmış barut var. | Open Subtitles | هناك بارود محترق في الهواء منذ حوالي ساعة |
| yanan binalardan insanları çıkaran, nükleer füzeleri durduran ve tüm bunları gündelik işleri ve akşam yemeği arasında yapan biri için örnek birisi olmak zor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن ذلك دور صعب لشخص ينقذ الناس من مبنى محترق و يوقف صواريخ نووية ما بين الأعمال الاعتيادية و فترة العشاء |
| Dumanlar içinde yanan bir binaya dalmak bir parça dengesini bozabilir. | Open Subtitles | الركض داخل مبني محترق ملئ بالدخان قد يسبب ذلك |
| yanan bir binaya balıklama dalmaya ya da bir kurşunun önüne geçmeye tereddüt etmiyorsun. | Open Subtitles | انك لم تتردد ان تقحم نفسك داخل مبني محترق او تقفذ امام رصاصه لان لا شيء يستطيع ان يخترق جسدك الفولاذي |
| Clark, yanan bir binaya balıklama dalmaya ya da bir kurşunun önüne geçmeye tereddüt etmiyorsun. | Open Subtitles | كلارك انك لم تتردد ان تقتحم مبني محترق او تقفذ امام رصاصه لان لا شيء يمكنه اختراق جسدك الفولاذي |
| Burada yanık bant var. | Open Subtitles | هناك شريط كهربائي محترق بالأعلى |
| Ama yıkılmış kasabalara gidin ve aç, yarı yanık bir çocuğun elini tutun o zaman başka bilirsiniz. | Open Subtitles | لكن الذهاب الى المدن المدمرة وأمساك بيد طفل جائع نصف محترق لكن الذهاب الى المدن المدمرة وأمساك بيد طفل جائع نصف محترق سوف تعرفون الفرق |
| O iyi görünüyor ama için için yanıyor. | Open Subtitles | يبدو أنه بخير ولكنه محترق داخليًا |
| Cassandra'nın rüyasında ki yangını, sana olan aşkı olarak gördü hep. | Open Subtitles | رأى النار دائما في حلم كاساندرا كحبّ محترق لك. |
| Öbür gün o çocuğu gördüm. Feci şekilde yanmıştı. | Open Subtitles | رأيت ذاك الفتى في يوم ما . لقد كان محترق بشكلٍ فظيع |