Lord Chin çok şanslı çünkü kıçına tekmeyi vurmak üzereydim. | Open Subtitles | اللورد شين محظوظ للغاية . لأننى كنت على وشك ركل مؤخرته |
...ve inanıyorum ki nişanlın senin gibi inanılmaz bir kadınla evlendiği için çok şanslı bir adam olacak. | Open Subtitles | وأعلم أن خطيبك رجل محظوظ للغاية ليتزوج امرأة رائعة مثلك |
Biliyor musun damadım, sen çok şanslı bir adamsın. | Open Subtitles | أتعرف يا زوج ابنتي؟ إنك رجل محظوظ للغاية مصيرك في طريقه للتغيير |
Beni her zaman, yaşamım boyunca destekleyen harika bir ailem olduğu için çok şanslıyım. | TED | أنا محظوظ للغاية كوني أحظى بأسرة رائعة، و التي قدمت إلى الدعم دائما طوال فترة حياتي كلها. |
Ve şunu söylemeliyim ki bayım, böylesine vefakar cesur ve kahraman bir çalışana sahip olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | اسمح لى بأن اقول لك انك محظوظ للغاية لامتلاكك موظفا مثله , مخلص وشجاع انه بطل |
Babanızın böyle bir mirasa konması çok talihli bir olay. | Open Subtitles | والدك محظوظ للغاية ليكون لديه وريث جميل هكذا. |
Walt dürbünle bakıp "baban çok şanslı bir adam" derken yanılıyormuş. | Open Subtitles | و يقول والدك محظوظ للغاية كان مخطئا للغاية مرحبا هايلي |
Ama bence arkadaşınız çok şanslı. | Open Subtitles | لكنى أعتقد أن صديقك محظوظ للغاية |
çok şanslı bir adamsınız. Çok güzel bir eşiniz var. | Open Subtitles | أنت رجل محظوظ للغاية لديك زوجة رائعة |
Eh, Habib gerçekten çok şanslı bir çocuk, talihsiz ismi dışında. | Open Subtitles | في هذه الحالة فإن (حبيب) صبي محظوظ للغاية رغم إسمه الغريب |
Bence böyle bir ağabeyi olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | أظن أنهُ محظوظ للغاية أنك أخوه الكبير |
Yavaştım ama şanslıydım, çok şanslı. | Open Subtitles | بطيء لكنك محظوظ ،، محظوظ للغاية |
çok şanslı bir adamsın. | Open Subtitles | أنت رجل محظوظ للغاية. |
Sen çok çok şanslı bir adamsın. | Open Subtitles | أنت رجل محظوظ للغاية |
Herkesin söylediği gibi, seninle evli olduğum için çok şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظ للغاية لإنني مُتزوج بكِ الجميع يقول هذا |
Bak, hareketsiz bir çarşı oyunu, sorun edecek bir şey değildir. ben çok şanslıyım | Open Subtitles | -انظروا، لعبة "أركيد" راسخة هي لشيءٌ رائع أنا محظوظ للغاية |
Sağlam bir oyunun fişini kimse çekemez. çok şanslıyım. | Open Subtitles | -انظروا، لعبة "أركيد" راسخة هي لشيءٌ رائع أنا محظوظ للغاية |
Mermi diğer hayati organlara gelmediği için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ للغاية لأن الرصاصة لم تصب أي أعضاء حيوية أخرى |
Adamım, böyle bir annen olduğu için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ للغاية لأنك لديك أمّ |
Kristal Mağara'yı gördüğün için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ للغاية لرؤيتك للكهف البلوري |
Bu söylediğimle, burada olduğunuzdan dolayı kendimi çok talihli hissediyorum. | Open Subtitles | وبمناسبة هذا، أشعر أنني محظوظ للغاية لتواجدك هنا معي. |
Aethelred kendini çok talihli bir delikanlı olarak düşünmeli. | Open Subtitles | آثيلريد) يجب أن يعتبر نفسه) شاب محظوظ للغاية |