| Hali hazırdaki bir üyeyi yenen aday, Onun yerine geçer. | Open Subtitles | ومن يريد دخول العصابة، فعليه أن يدحر أحدًا من أفرادها ليحلّ محلّه. |
| Dolayısıyla da cezalandırıldı. Siz Onun yerine işe alındınız. | Open Subtitles | لذا تمّت معاقبته، وأنتم تحلّون محلّه. |
| Senato kendi imparatoruna karşı geldi ve Onun yerine Attalus'u seçti. | Open Subtitles | انقلب مجلس الشيوخ على امبراطورهم واختارو (أتالوس) محلّه. |
| - Hayır. Tek yapman gereken onu salmak, ben onun yerini alacağım. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هوأنْ تُخلي سبيله وأنا سأحلّ محلّه |
| Ustası ölene kadar bir çırak ödüle sahip olamaz ancak öldüğünde onun yerini alabilir. | Open Subtitles | بالنسبة للتلميذ، لن تكون هناك مكافأة حتى يموت الأستاذ وسيحلّ محلّه |
| Ama artık Senatör Healy'nin parti denetçiliğinden alınması için oylama talep ediyor ve kendimi onun yerini alması için aday gösteriyorum. | Open Subtitles | ولكن الان أنا أدعو لأخذ تصويت لإعفاء السيناتور هيلي من منصبه كسوط وأنا أقدّم نفسي كمرشّح لأحلّ محلّه |
| Onun yerine en iyi soförümüzü yolladik. | Open Subtitles | "لقد أرسلنا أفضل سائقينا ليحّل محلّه" |
| Onun yerine zorba kardeşi yönetiyor ülkeyi. | Open Subtitles | أخاه المستبد يحكمُ في محلّه |
| Onun yerine seninle ben dövüşeceğim! | Open Subtitles | سأقاتل في محلّه! |
| - Onun yerine geçtin. | Open Subtitles | ! حللت محلّه |
| Yan girişteki adam onun yerini alıyor. Keşifçiler bunlar. | Open Subtitles | .الرجُل عند المدخل الجانبيّ يحلّ محلّه - .إنّهم مُراقِبون - |
| onun yerini alabileceğime inanıyorum. Sen bir çocuksun hala. | Open Subtitles | يمكنني حلّ محلّه |
| onun yerini alabileceğime inanıyorum. | Open Subtitles | يمكنني حلّ محلّه |
| Annen Dr. Frankel ile onun yerini almak için konuşuyor. | Open Subtitles | (والدتكِ تكلّم الدكتور (فرانكل لتحل محلّه في العيادة |