| Ya da dinletebilse bile, kimliği yüzünden, tam olarak ciddiye alınmayabilecek biri. | TED | أو شخص ما، بسبب هويته، ربما لم يُأخذ على محمل الجد في حال وجد الفرصة. |
| Donla mahkemeye gidersen ciddiye alınman pek kolay olmaz. | Open Subtitles | موقفك على محمل الجد في قاعة المحكمة و أنتِ عارية |
| İyi o halde söylemeliyim, başta seni ciddiye almak zordu. | Open Subtitles | لابدّ أن أخبرك أنّه كان من الصعب لأخذ كلامك على محمل الجد في البداية |
| O zaman gerçekten o kadar ciddiye almadım. | Open Subtitles | في الحقيقه لم أخذ ذلك على محمل الجد في تلك الأوقات |
| Seni o elbisenin içinde ciddiye alamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكن أن أخذك على محمل الجد في ذلك الفستان |
| Bu kıyafetler içinde kendimi ciddiye almama engel oluyorsun. | Open Subtitles | أنت تصعب الأمر علي قليلاً أن آخذ نفسي على محمل الجد في هذه الثياب |
| Yani bu seçtiğin yeni meslekte ciddiye alınacağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | لذا أردت أن تؤخذ على محمل الجد في مهنة جديدة هذا الاختيار؟ |
| Şansınıza, burada doktorlar gizlilik konusunu oldukça ciddiye alıyorlar. | Open Subtitles | من حسن حظكم أن الأطباء يأخذون" "بمبدأ السرية على محمل الجد في هذه الأرجاء |