| Hep bir imaj peşindeydi. Kendini başarılı bir dolandırıcı sanırdı. | Open Subtitles | كان متصور أنه مخادعاً ذكيا |
| Bir dolandırıcı da olsa. | Open Subtitles | حتى هو كان مخادعاً |
| Belki de başından beri hileli bir teklifti. | Open Subtitles | أم إن كان عرضاً مخادعاً منذ البداية |
| Bu biraz hileli olacak. | Open Subtitles | سيكون الأمر مخادعاً بعض الشيء. |
| kurnaz olabilirsin, ama elime düşeceksin. | Open Subtitles | أنت قد تكون مخادعاً لكني سأنتقم منك |
| Çok kurnaz çok şeytani olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | يظن نفسه مخادعاً إنه شرير جداً |
| Üçkâğıtçı piç kurusunun tekiydi ama derinlerde bir yerde güzel bir kalbi vardı. | Open Subtitles | لقد كان مخادعاً حقيراً لكنه امتلك قلباً طيباً |
| Üçkâğıtçı değilim. | Open Subtitles | لست مخادعاً. |
| Sammy bir dolandırıcı, bir oyuncuydu. | Open Subtitles | (سامي) كان محتالاً، مخادعاً |
| Sammy bir sahtekardı. Bir dolandırıcı. | Open Subtitles | (سامي) كان محتالاً، مخادعاً |
| Hadi ama hileli soru değil. | Open Subtitles | هيا، ليس سؤالاً مخادعاً. |
| Bu hileli Bir Soru Değil. | Open Subtitles | هذا ليس سؤالاً مخادعاً |
| Hayat, kurnaz bir düşman olabiliyor. | Open Subtitles | يمكن للحياة أن تكون عدواً مخادعاً |
| Aman Tanrım! Gerçekten çok kurnaz! | Open Subtitles | ياللهي لقد كان مخادعاً |