| Aslan gibi dişleri, ayı gibi başı ve kocaman pençeleri vardı. | Open Subtitles | أسنانه كاسنان الأسد رأسه كرأس الدب مخالبه يمكن أن تمزّق لوح خشبي |
| Aslan gibi dişleri, ayı gibi başı ve kocaman pençeleri vardı. | Open Subtitles | أسنانه كاسنان الأسد رأسه كرأس الدب مخالبه يمكن أن تمزّق لوح خشبي |
| Ve sonunda da pençelerini yere indirip acı içinde kıvranak öldü. | Open Subtitles | يمدد ويسحب مخالبه في .آلامه الأخيرة من إحتضاره |
| Buraya gel, koca ayının pençelerini üstüne koymasına izin ver. | Open Subtitles | تعال إلى هنا, دع الدب الضخم يضع مخالبه عليك |
| Kaplanın sana pençeleriyle dokunmasına izin Ver de bak bakalım o kadar yakışıklı olabiliyor musun? | Open Subtitles | دع هذا النمر ينشب مخالبه فيك ولن تبقى بهذه الوسامة |
| Pençelerinden çıkan şeffaf bir zehir ile tüm vücudunun kaplandığını söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنه بداخل غلاف شفاف مصنوع من السم الذي يخرج من مخالبه |
| Ama bu defa pençelerinde asılı duran bir maymun. | Open Subtitles | ولكن القرود هي التي تتدلى من مخالبه. |
| pençeleri arasına bir yılan almış bir kartal görmüşler. | Open Subtitles | لقد شاهدا نسرا يحلق فى السماء ويمسك بين مخالبه ثعبانا |
| Kapkara, çelikten pençeleri vardı. Zifiri kör karanlığı andıran saçları, | Open Subtitles | مخالبه كالفولاذ الأسود فروه كحلكة الليل الأسود |
| Atılgan ve hızlı bir avcı olan bu kartalın, geniş pençeleri kuşları havada yakalamasına imkan verir. | Open Subtitles | البراثن الطويلة فى مخالبه من أجل إمساك الطيور بالهواء بالنسبة لهذا العقاب فهو صياد متحرك وسريع |
| Öyleyse biz farkına varmadan bizi pençeleri arasına alabilir. | Open Subtitles | حتى يتمكن بغرز مخالبه فينا دون معرفة ذلك . |
| Beni tamamen kuşattı, ve şimdi tek bir nihai saldırı için pençelerini keskinleştiriyor. | Open Subtitles | لقد عزلني بعيداً و الآن هو يشحذ مخالبه من أجل دفعة مصيرية |
| Sırtını kabarttı, yılan gibi tısladı ve pençelerini bıçak gibi salladı. | Open Subtitles | قوّس ظهره وهسهس كالأفعى المجلجلة، وأبرز مخالبه كالمِطواة، أتعلم؟ |
| Yavrusuna yaklaştıkça büyük pençelerini ve güçlü kanatlarını ustaca kullanmayı öğrenmelidir. | Open Subtitles | متى ما صار إكتمال نمو ريشه وشيكاً، ينبغي به إجادة استعمال مخالبه الكبيرة وأجنحته القوية |
| Ve iki ayakları üzerinde yürüdüklerinden pençelerini kullanarak dalları eğip yapraklara ulaşabiliyorlardı. | Open Subtitles | و لأنه يمشي على ساقيه، يمكنه أن يستخدم مخالبه لـيـُخفض أفرع الشجر و يصل للأوراق |
| Taçlı Afrika kartalı gibi, pençeleriyle maymunları bile yakalayabilir. | Open Subtitles | مثل العقبان الأفريقية المتوّجة فإن مخالبه لأجل فريسة بحجم القرد |
| Genç kanguruları avlamak zor gibi gözükse de mızrak gibi pençeleriyle yetişkin kanguruları bile öldürebilir. | Open Subtitles | مثل هذا الكنغارو الصغير يَعرض تحدياً لكن مخالبه الشبيهة بالرمح عرفت باختراق الرئة وتقتل حتى البالغين |
| Çünkü, inlerin duvarlarındaki çizikler kesinlikle onların pençeleriyle uyuşmakta. | Open Subtitles | بسبب الخدوش الموجودة بحوائط هذه الجحور والتي تطابق تماماً شكل مخالبه |
| Kurt adamın Pençelerinden daha sivri tek şey vardı. | Open Subtitles | شئٌ واحد كان أكثرُ حدةً مِن مخالبه |
| Ve anneni onun parıltılı Pençelerinden kurtarma zamanı geldi! | Open Subtitles | وحان وقت إنقاذ أمك من مخالبه |
| pençelerinde bir şey var? | Open Subtitles | لديه شيء ما في مخالبه. |
| Ama dişlerini birine geçirdiğinde bir pitbull gibi asla bırakmaz. | Open Subtitles | ولكن لديه اصرار سرطان البحر حينما ينشب مخالبه فى احد ما. |
| Bazense bir yaratık pençelere de ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | في بعض الاحيان الوحش يحتاج مخالبه أيضا |