| sığınağıma götürdüm sokağın aşağısındaki düşük gelirli evlere. | Open Subtitles | سآخذها إلى مخبأي بين البيوت الفقيرة في الحي |
| Gönderebileceğimiz eşyası varsa, sığınağıma getirin. | Open Subtitles | إذا كان لديه أيُ ممتلكات ليرسلها أحضروها إلى مخبأي |
| Beni kendi sığınağıma kilitlersin ha. | Open Subtitles | اعتقالي في مخبأي ، اليس كذلك ؟ |
| İnime hoş geldin. Bana yardım edeceksin. | Open Subtitles | مرحباً بكَ في مخبأي وسوف تعمل على مساعدتي |
| Sizi inime hangi rüzgar attı? | Open Subtitles | مالذي احضركما الى مخبأي الصغير؟ |
| O adam her kim ise gizli zulamı bulmuş olmalı. | Open Subtitles | أياً كان هو، لابد إنه عثر على مخبأي. |
| O adam her kim ise gizli zulamı bulmuş olmalı. | Open Subtitles | أياً كان، لابد أنه وجد مخبأي. |
| Benim zulamdan. Bir şey talep etmeyeceğim. | Open Subtitles | هذه من مخبأي الخاص، إنّها هبة بلا مقابل. |
| Burası benim gizli saklanma yerim. Vay. - Bu inanılmaz. | Open Subtitles | هذا هو مخبأي السري هذا مدهش |
| Bu bok fırtınasında kendi özel Kaiju sığınağıma gireceğim. | Open Subtitles | سأنتظر انتهاء العاصفة في مخبأي (المحصّن من الـ(كايجو |
| inime hoşgeldin. | Open Subtitles | مرحباً بكِ في مخبأي |
| Ona zulamdan sen mi bahsettin? | Open Subtitles | هل أخبرتها عن مخبأي ؟ |
| - Burası da saklanma yerim. | Open Subtitles | - وهذا مخبأي الخاص. |