| saklı gizli biryerlerde olmalı. | Open Subtitles | حسنا يجب أن يكون هناك البعض مخبأً في مكان ما |
| Annen bunu antik harabelerde saklı tuttu. | Open Subtitles | والدتك أبقت هذا مخبأً بين هذه الآثار القديمة |
| - Hangi yatı? Evrakları evindeki çerçeveye saklı olan yatı. | Open Subtitles | اليخت الذي كان وصلهُ مخبأً بداخل إطار اللوحة |
| Bu yanıcı madde yatağın altında saklıydı bay Wilson. | Open Subtitles | سائل الإشعال هذا كان مخبأً تحت السرير، سيد (ويلسون). |
| - Babanın ofisinde saklıydı. | Open Subtitles | لقد كان مخبأً في مكتب والدك |
| Morgun planları evinde saklıymış. | Open Subtitles | مخطط المشرحة كان مخبأً في منزلك |
| Gerçekten de saklıymış. | Open Subtitles | هذا من الواضح يبدو مخبأً |
| Daha sonra Sarı Şeytan geldi ve saklanacak yer istedi. | Open Subtitles | بعدها جاء الأشقر الأحمق وأراد مخبأً |
| - Benim için saklanacak yer kalmadı. | Open Subtitles | لم يكن لي مخبأً منها ابدا |
| Rumple'ın dediğine göre saklı olduğu yeri aşkımızın gücüyle bulacakmışım. | Open Subtitles | قال (رامبل) أنّي سأجد مخبأً باستخدام قوّة حبّنا |
| Eğer Lucifer kafese dönmüyorsa, boynuz saklı kalacak. | Open Subtitles | إن لم يعد (لوسيفر) إلى القفص سيبقى القرن مخبأً |
| Bu yüzden saklanacak yer arıyordu. Ben de onu Viktor'a yolladım. | Open Subtitles | . لهذا السبب احتاج مخبأً (أرسلته لمكان (فيكتور |