| nişanlı olduğumu bilmiyormuş beni bu gece sinemaya davet etti. | Open Subtitles | ،لم يعلم أني مخطوبة لذا سألني للخروج ومشاهدة فيلم الليلة |
| Beş yaşına geldiğimde, ergenliğe ulaştığımda evlenmek üzere nişanlı olduğumu öğrendim. | TED | عندما كان عمري خمس سنوات، اِكتشفت أنني كنت مخطوبة و سأتزوج بمجرد وصولي سن البلوغ. |
| Hayır. Çok özür dilerim. nişanlıyım dediğimde bana bir şey söylemedi. | Open Subtitles | لا، إنّي آسفة جداً، فحينما أخبرته أنّي مخطوبة لم يبُح بشيء. |
| - Ya nişanlandım, ya da nişanlamadım mı diyorsun yani? | Open Subtitles | إذا ما تقولينه هو أنكِ ربما تكونين أو لا تكوني مخطوبة ؟ |
| Anladım. Eskiden, kanalizasyonda yaşayan biriyle nişanlıydım. | Open Subtitles | فهمت، اعتدت إن كنت مخطوبة لرجلٍ يعيش في المجاري. |
| Ne de olsa nişanlı sayılırım. En azından görünen o. | Open Subtitles | بعد كل شئ ، إننى مخطوبة أو على الأقل يبدو ذلك |
| Bu güne kadar yaşayan en iyi adam Artie Green'le nişanlı Betty Schaefer, bana âşıktı, bana. | Open Subtitles | بيتي شايفر، مخطوبة لـ أرتي غرين ألطف رجل على الإطلاق و لكنها كانت تحبني أنا، أنا |
| Kabasakal' la nişanlı olduğum için, ve Kabasakal amiralin yerine kasabayı yönettiği için, özel muamele mi görüyoruz? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه أنا مخطوبة لبلوتو وبلوتو يدير بلدة لالكومودور، حتى نحصل على امتيازات خاصة. |
| Yani, nişanlı olmana rağmen benimle olduğunda gerçekten de, benimle olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | انها مثل، على الرغم من أنكي مخطوبة عندما تكونين معي أنا حقا أشعر وكأنك معي |
| nişanlı olduğunu öğrenmek ve babanın onu sağıp sağamayacağımı sorması.. | Open Subtitles | و عرفت أنك كنت مخطوبة و طلب منّى أبوك أن أحلبه |
| nişanlı bile değilim. Evet ama 2 sene bekleme var. Ya iki sene içinde nişanlanırsan? | Open Subtitles | أجل، لكن ثمة لائحة لمدّة سنتَين ماذا إن أصبحت مخطوبة بعد سنتَين |
| Bir düğün hediyesi. Ben Giacomo Pulcini ile nişanlıyım. | Open Subtitles | انها هدية الزفاف ِ، أَنا مخطوبة إلى جياكومو بولسيني. |
| -Ben nişanlıyım. -İçki içmek sadakatsizlik olmaz. | Open Subtitles | انا مخطوبة فى بلدتى شراب واحد بالكاد خيانة |
| -Çok tatlı biri. -Ama ben de nişanlıyım. | Open Subtitles | انه لطيف نوعاً ما تعلمين اننى مخطوبة نوعاً ما |
| Şöyle diyelim, ilk ortağımla nişanlandım ve gizemli bir şekilde kayboldu. | Open Subtitles | لنقل اني كنت مخطوبة لشريكي ثم اختفى في ظروف غامضة |
| Peter Keating ile nişanlıydım çünkü o bulabileceğim en önemsiz insandı. | Open Subtitles | كنت مخطوبة لبيتر كيتنج- لأنه كان أكثر شخص أمن وعديم ألأهمية استطعت أن أجده |
| Ben kasabaya yeni döndüm ve sen nişanlısın. | Open Subtitles | هذا يسير بسرعة، عدت للتو للديار، أنتِ مخطوبة |
| Ajabgarh prensiyle nişanlandı. | Open Subtitles | هي كانت مخطوبة لأمير آجبغار قبل الزواج منك |
| Biliyor musun, ben Pelagia'nın annesine rastladığımda başka biriyle nişanlıydı. | Open Subtitles | تعرف ، عندما قابلت أمّ بليجي كانت مخطوبة لشخص آخر |
| Kervanda bir kadın var. Hülagü Han'nın nişanlısı. | Open Subtitles | هناك امرأة في الهودج إنها مخطوبة لهولاكو خان |
| Demek şu cerrah çocukla nişanlandın? - Ciddi mi? - Hayır, Ted. | Open Subtitles | إذاً, أنت مخطوبة إلى ذلك الجراح؟ هل الأمر جدّي؟ |
| Dr. Brennan, Daisy'nin başkasıyla nişanlandığını söyledi. | Open Subtitles | الدكتورة برينن أخبرتني أن ديزي مخطوبة لشخص آخر |
| Hatta Pope bir zamanlar Senato'nun iktidar partisi başkanı Edison Davis'le nişanlanmıştı. | Open Subtitles | بوب قد كانت مخطوبة إلى زعيم الأغلبية في مجلس الشيوخ إديسون ديفيس |
| Eğer 2 sene içinde nişanlanmış olmazsan kullanmazsın, o kadar. | Open Subtitles | وإن لم تصبحي مخطوبة بعد سنتَين لن يضرّك شيء |
| Gençken evlenmek üzere nişanlanmıştım. | Open Subtitles | عرفتي أني كنت في يوم من الأيام مخطوبة لكي اتزوّج؟ |
| Tanrı aşkına, aileme nişanlandığımı söyledim bile. | Open Subtitles | أخبرت أبوايا اني مخطوبة حسنا أصبح الامر رسمي |
| 27 yaşındaymış, nişanlıymış. | Open Subtitles | عمرها 27 عاما, مخطوبة وكادت ان تتزوج, |