| Ama dikkatinizi çekmek istediğim bir takım hafifletici sebepler var efendim. | Open Subtitles | لكن هناك عوامل مخففة يا سيدتي أود أن ألفت نظرك إليها. |
| Acaba Cody, Wyoming'te yasayan Johnny'nin odevini gec teslim etmesinde hafifletici sebepler var miydi? | TED | هل من الممكن ان يكون هناك ظروف مخففة .. سمحت لجوني بأن يسلم ورقة اختباره متأخراً في قصة وايومنج ؟ |
| dikkatsiz hareketlerle insan hayatını tehlikeye atmak, hafifletici nedeni var. | Open Subtitles | جريمة قتل من الدرجة الثانية جريمة استهتار بالأمان و الحياة البشرية و مخففة ببراغي رديئة |
| Affedersin. Duble cappuccino lütfen. hafif tarçın. | Open Subtitles | المعذرة كابتشينو جرعة مضاعفة وقرفة مخففة شكراً لك |
| Aklınızda bulunsun sattığımız şeyler seyreltilmiş ama etkisi uzun katkılardır. | Open Subtitles | اعلموا أن المادة التي سنشحنها... مخففة وتأثيرها سيكون على المدى الطويل |
| Avukatı, suçun itirafı karşılığında ceza indirimi istemiş. Daha az ceza vermişler. | Open Subtitles | يريد محاميه التفاوض لكسب عقوبة مخففة |
| Az sodyumlu soya sosu şişesiyle beni bayılttı. | Open Subtitles | لقد افقدني الوعي بقارورة "صلصة صويا مخففة" |
| İlaçları çaldım ve onları sulandırarak yerine koydum ama bu beni katil yapmaz. | Open Subtitles | سرقتُ المخدّرات وأعدتها مخففة بالماء ولكن... ذلك لا يجعلني القاتلة |
| İddia makamını, kocanızın cinayetinde hafifletici sebepler olduğuna ikna ettirdiğimiz takdirde. | Open Subtitles | رغم أن علينا إقناع المحامي بأن هناك عوامل مخففة في مقتل زوجك |
| Hiçbir hafifletici sebep olmadığını, ...ve olayın işleniş tarzını da düşünerek, sanığın, idam cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir. | Open Subtitles | لا وجود لظروف مخففة في هذه القضية. ويعود ذلك إلى وقائع القضية، المتهمة قد حُكم عليها بالإعدام. |
| Aç gözlülük hafifletici neden. | Open Subtitles | نعم , و التي كانت مخففة بالطمع |
| hafifletici sebepleri iyi kullanamamış. | Open Subtitles | لم يحصل غايل على عوامل مخففة للعقوبة |
| hafifletici sebepler eşliğinde cinayet işledi. | Open Subtitles | لقد ارتكب جريمة تحت ظروف مخففة |
| - Aynen öyle. Yaptığın her eylemde hafifletici koşullar olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | بالتحديد، تعلمين ان هنالك ظروف مخففة |
| hafifletici sebeplerin olmaması nedeniyle, | Open Subtitles | وبسبب عدم وجود ظروف مخففة |
| hafifletici sebepler vardı. | Open Subtitles | لقد كانت هنالك ظروف مخففة |
| - hafifletici sebepler vardı. | Open Subtitles | لقد كانت هنالك ظروف مخففة |
| Fazla zamanınız yok hafif suç olduğu için çıkacaktır. | Open Subtitles | و لن تحصلوا على الكثير لأنهُ سوف يعترف و يحصل على عقوبة مخففة |
| Seppuku ile kıyaslandığında oldukça hafif bir ceza. | Open Subtitles | عقوبة مخففة جدا مقارنة مع انتحار الشرف |
| - Ben birinin azaltılmış sürümüyüm seyreltilmiş mükemmel olmayan bir kopya. | Open Subtitles | أنا نسخة أقل من شخص آخر، - فاكسيميل ناقصة مخففة. |