| Büyüleyici, inanılmaz büyüleyici, ama böyle bir evde yaşamak istemem. | Open Subtitles | انها مذهله ، مذهله تماما، ولكن لا اريد ان أعيش في بيت كهذا |
| Hayal kırıklığı yaratan bir ailemiz var. İnanılmaz derecede hayal kırıklığı yaratıcı. | Open Subtitles | - نحن عائله مخيبه للامال _ نحن عائله مخيبه للامال بصوره مذهله |
| Seni, İspanyolca sınıfına alabilirim ve muhteşem bir şarkıcı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أستطيع وضعك في صف اللغه الإسبانيه .. و أعلم أنك مغنيّه مذهله |
| Az önce söylediklerini anlamadım, ama Albay O'Neill'ın yaşıyor olması şaşırtıcı. | Open Subtitles | لا أفهم ماقلتيه للتو , لكن مذهله هي حياة الكولونيل اونيل |
| Harikasın, göz kamaştırıcısın. Zaten kötü tarafı da bu. | Open Subtitles | لقد كنت رائعه لقد كنت مذهله, هذا أسوأ منه |
| Washington'a göre bu, Milli Muhafız Teskilatı'nın müthiş bir operasyonu. | Open Subtitles | بعيده مثل اهتمام واشنطن بان فقط لقد كانت هذه عمليه مذهله بواسطة الحرس الوطني |
| * Çünkü tatlım, sen mükemmelsin * * mükemmelsin * | Open Subtitles | * لأنكِ يافتاة, مـذهـلـه * * أنتِ مذهله * |
| "Harikasın," sonra geldiğin zaman söyledikleri gibi "İnanılmazsın." | Open Subtitles | "ثم بعدها كما تعلم مضى إلى "مذهله |
| Böyle bir şeyi gizlemek gerçeği örtbas etmek için inanılmaz bir beceri gerektirmiştir. | Open Subtitles | لحفظ سر كهذا لابد من أنكم تمتعتم بقدره مذهله على تغطية الحقيقة |
| Tüm o çılgınlıklar, partiler, seks, içkiler kulağa inanılmaz geliyor. | Open Subtitles | لقد سمعته كل الجنون الاحتفال الجنس الشراب يجب ان تكون مذهله |
| Hatta hayvanların bile inanılmaz yağmur yakalama yöntemleri var. | Open Subtitles | حتى الحيوانات هنا لديها قدرات مذهله في سرقة المطر |
| Santana bana Starchild'ın inanılmaz performansının videosunu gösterdi. | Open Subtitles | اذا سانتانا ارتني ااداء ستارتشيلد فيديو تجربة اداء مذهله |
| Bak, üstüne gelmemeye çalışıyorum, sadece bu şeyin inanılmaz olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | انظر انا لا اريد الضغط عليك انا اقول فقط ان هذه الاغراض مذهله |
| Bu muhteşem. Karakterin, cepli bir motosiklet kullanıyor. | Open Subtitles | إنها مذهله شخصيتكِ تقود دراجه بمركبه جانبيه |
| Gördüğüm en muhteşem gözlere sahipti. | Open Subtitles | سيده لديها شغف بشاليمار كان لديها أعين مذهله |
| RISD’de Edna Lawrance Doğa Laboratuarı adında muhteşem bir tesisimiz var. İçinde yaklaşık 80.000 kadar hayvan, kemik, mineral ve bitki numuneleri barındırıyor. | TED | في RISD ، نحن لدينا منشأه مذهله اسمها مختبر ادنا لورنس الطبيعي . لديه 80,000 عينات من الحيوانات ، والعظام ، النباتات والمعادن |
| Masaj uyguladık ve adrenalin verdik ve direnişi şaşırtıcı. | Open Subtitles | أجرينا تدليكا للقلب و حقناه بالأدرينالين و كانت مقاومته مذهله |
| şaşırtıcı bir şekilde süper kahraman... aslında kurtarılmak istemeyen birini kurtardığı için dava ediliyor. | Open Subtitles | مفاجاه مذهله للاحداث الآن مقاضاة احد الخارقون لانه انقذ احدهم وكما يبدو انه لم يكن يريد الحياه |
| Bence Harikasın. | Open Subtitles | اظن بأنكِ مذهله |
| Sen Harikasın. | Open Subtitles | أنتِ بالفعل مذهله |
| O müthiş bir gemi. Gerçekten ayrıcalıklı, biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | انها سفينة مذهله وحصرية اذا كنت تفهمون قصدى |
| Bence, sen mükemmelsin. Bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنك مذهله تعرفين هذا صحيح؟ |
| İnanılmazsın. | Open Subtitles | انتي مذهله |
| Hayır. Sen muhteşemsin. | Open Subtitles | , لا انتِ مذهله |